Bu sabah, bir kumru çifti evime girdi. Daha doğrusu hanım içeri girdi, bey cam kenarında bekledi. Anladığım kadarıyla yuva yapacak bir yer arıyorlardı. Pencereyi açık bulunca içeri girdiler.
Dişi kumru abajurun üzerine kondu. Ben, kuşu ürkütmemek için olduğum yerde hareketsiz kaldım. Kumru, uzun uzun etrafı inceledi. Pencere kenarındaki kocası da onu izliyordu. Arada da gugukluyordu…
Sahne bana çok komik geldi. Ev arayan evli bir insan çifti gibiydiler. Hatta daha da ileri gideyim: Ev bakan bir Türk çifti gibiydiler. Geniş kalçalı kadın, emlakçıyı, ev sahibini falan beklemeden açık bulduğu pencereden palas pandıras içeri dalmış da daha edepli kocası “Yahu Nigar, adamları bekleseydin, ne bu böyle hırsız gibi giriyorsun içeri…” der gibiydi.
Dişi kumru ise tipik bir “çok bilmiş Türk kadını” tavrındaydı. “Aman ne bekleyeceğim be.. Kimse oturmuyorsa kimsenin evine girmiş sayılmayız..”
Nigar kardeş beş dakika boyunca boynunu sağa sola kesik kesik büke büke evimi inceledi. Sonra abajurdan havalanıp camın dışında tavana asılı saksının içine kondu. Bir süre de orada kaldı.. Toprağı gagaladı, yaprakları araladı.. Nihayet kocası da geldi. Olur mu olmaz mı tartışmaya başladılar.. Bu arada saksının da canına okudular.
Dedim “Kumru kendine yuva yapacaksa çiçek feda olsun.. Ne olacak.. gider yenisini alırım.”
Beş dakikalık bir fikir teatisinden sonra olmayacağına karar verip gittiler…
Halbuki umutlanmıştım..
İki yıldır böyle bir hayalim var. Evimin bir köşesinde bir kumru ailesi yuva kursun istiyorum.
Serçeler kurdu ama o kadar gizli bir yerde ki göremiyorum. Sadece seslerini duyuyorum.
Ne bileyim, sanki kuşlar evimin sağına soluna yuva kurunca denyoluklardan, hıyarlıklardan korunacakmışım, bütün şahanelikler benim olacakmış gibi geliyor bana..
Evet… Kuş yuvalarından oluşan bir Faraday kalkanı gibi bir hayalim var.
Tealaaam.. Düştüğüm duruma bak! Nelerden medet umuyorum bakar mısınız?
Gidip bir kuş yuvası bile aldım!
Fakat fazla süslü galiba, daha çok korkuluk vazifesi görüyor.
Yine de astım işte…
Durum böyle dostlar…
En çok da neye yanıyorum biliyor musunuz?
Bu seçim ve skandallar o kadar pis bir zamana denk geldi ki ülkecek baharın geldiğini fark edemez olduk.
Ve bir ülke bundan daha berbat bir hale düşemezdi..
Leylekler bile gelmiş, söylemiyorsunuz hiç..
Peeee..