Abu Dabi açık bir mimarlık okulu gibi. Modern mimarinin en acayip en tuhaf ve en güzel binaları Abu Dabi’de. Bu devlerin inşasını görmek bile heyecan verici.
Sabah uyandım ve otel odasından gördüğüme inanamadım. Sisler içinde bir Taç Mahal! Rüya olmalı dedim. Rüya değildi. Sonradan öğrendim, Şeyh Zayid camii imiş.
Bembeyaz kuğu gibi bir camii.
Bu da Arap rahatlığı dedim. Daha önce yapıldı diye bir kaygıları yok. Fas, Mughal (Hindistan) ve Arap mimarisinin nefis bir karışımı. Dikkatle bakılırsa Türk etkisi de var. 2007’de Birleşik Arap Emirliklerinin kurucusu adına yapılmış. Şeyh Zayid’in türbesi de orada.
Odamdaki Taç Mahal’dan sonra ikinci şokumu Emirates Palace’de yedim. Sex and the City kızlarının şeyhin davetlisi olarak kaldıkları saray otel.
“Abu Dabi Duuuu” lafını uydurduğum yer de burası oldu. (Benden evvel kullanan olmuşsa bilgim dışında..)
Emirates Palace, 850 dönüm arazi üzerine kurulu, andezit taşından veya ona benzer rengi olan mermer veya granitten yapılma dev bir... eee... nasıl desem.. dev bir “hayli geç-kalmış yakın çağ-avrupa-kraliyet sarayı..”
Şunu demek istiyorum:
Ne olmuş yani 300 yıl evvel Şeyh Zayid ailesinin ataları bir Buckingham, Versailles sarayı dikememişlerse? Akıllarına gelmemişse? İmkanları yoksa?
Biz de Dolmabahçemizi 150 yıllık bir rötarla dikmedik mi? Üstelik koskoca Boğaz’da yer yokmuş gibi, sırf Topkapı’ya nazire yapsın diye denizi doldura doldura yapmadık mı?
Eh işte o zaman “kiç” olan şimdi en değerli tarihi eserimiz.
Abu Dabililere geçmişlerinden bir saraycık kalmamış. Bundan dolayı çatlayacak değiller ya. Yaparsın çakmasını olur biter.
Emirates Palace tam da böyle bir şey. 2005 yılında komik kaçar mı, biraz demode, biraz hödö olmaz mı dememişler, misler gibi dikmişler. Hani biraz şato gibi de dursun diye suni tepeler yapılıp üzerine kondurulmuş.
Ama yine de bir yere kadar. Tek başına bir saray yapmak biraz komik kaçacağı için hadiseyi dünyanın en lüks oteli olarak yaptırıyorlar. Evet saray ama halka açık. Varsa paran (en ucuz odası düşük sezonda 400, en pahalısı 13 bin dolar) bastırır kalırsın. Olmadı bir kahve içersin.
En yukarıdaki kraliyet odaları hariç! İşte sarayın saray olduğu yer de burası. 6 emir için özel hazırlanmış odalarını bizim gibi fanilerin görmesi mümkün değil. En son Merkel kaldı sarayda ama ona düz bir süit mi verdiler yoksa bu odalardan birini mi bilmiyoruz.
Tahmin edeceğiniz gibi dünyanın bütün enleri burada. 3 milyar dolara mal olmuş. Kriket, golf, futbol sahalarından tuhaf tuhaf yüzme havuzlarına kadar her şey var. Altın ve mermerin kullanımı kireç ve plastik boya rahatlığında.
Bizim orada bulunma nedenimiz ödül töreni ve arkasından yenecek yemekti.
Her şey şahaneydi. Hayatımda hiç bu kadar şampanya içmemiştim. Bir şeriat ülkesinde olduğumu unutacak kadar desem yeri. (Unutmadım ayrı)
Uzatmayacağım. Ben burada gördüğüm en acayip şeyi anlatmak istiyorum.
Bir adet altın otomatı!
Evet doğru okudunuz. Metrodaki çikolata bisküvü otomatı gibi bir altın otomatı. Kredi kartını giriyorsun, istediğin altını seçiyorsun ve makine sana şıkır şıkır altını veriyor.
Ne büyük kolaylık ya Rabbim! Bizim nikah dairelerinde de olsa ya! Bastır parayı al çeyreği, tak geline! Misss...
Abu Dabi duuuu!!!
Haberin Devamı