“18 Kasım 2016 tarihinde, Ankara’da, ATO Kongre Merkezi’nde toplanan ‘Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda Konfederasyonumuza bağlı Orta Anadolu Federasyon Başkanımız Sayın Lokman Yıldırım’ın konuşmasının özünü ve hedefini farklı bir açıdan yorumlayarak yazmış olduğunuz 23.11.2016 tarihli ‘Tarihi itiraf,manşetlik haber’ yazınızdaki yanlış anlaşılmaları düzeltmek ve bilgilendirmek üzere bu yazımızı bilgilerinize sunuyoruz.” Sürücü Eğitimcileri Konfederasyonu (TÜSEKON) Başkanı İsmail Yılmaz imzasıyla gelen açıklama böyle başlıyor.
“Sorun kurslardan sonra başlıyor” görüşü
TÜSEKON’un; 8 Bölge federasyonu ve 81 il derneklerine bağlı 3 bin 500 özel motorlu taşıt sürücü kursunu temsil ettiği, sektör olarak da 35 bin eğitimci, 20 bin direksiyon eğitim aracı,15 bin derslik ile her yıl yaklaşık 1 buçuk-2 milyon kursiyere hizmet verdiğinin hatırlatıldığı yazıda mevzuat ve sürücü belgesi alma süreci anlatıldıktan sonra şu başlıklar yer alıyor:
-Motorlu taşıt sürücüleri kursları eşittir sürücü belgesi (ehliyet) değildir. Milli Eğitim Bakanlığı, sürücü adaylarının yazılı ve direksiyon sınavlarını yaparak yeterliliklerini değerlendirir, Trafik Şube Müdürlükleri de sürücü adaylarına sürücü belgelerini verir.
-Maalesef sorun bu aşamadan sonra başlamaktadır. Sürücü belgesini henüz o gün Trafik Şube Müdürlükleri’nden teslim alan ve daha dün tüm kuralları size tek tek sayan sürücü adayının,ehliyet almasını kutladığı hemen o akşam alkollü araç kullanırken trafik denetlemesinde yakalandığı kötü örnekleri ne yazık ki görmekeyiz.
-Siz çevrenizde veya medyada kaç kez bir sürücü adayının trafik kazası yaptığı haberini duydunuz? Çok nadirdir. Sorun sürücü belgesi alındıktan sonra başlıyor. Sorunun ana kaynağı toplum olarak trafik kültürümüzün henüz istenilen ölçüde oluşmamasıdır.
Yıldırım’ın o sözleri hakkındaki izahat
- 18 Kasım 2016 tarihinde, Ankara’da, ATO Kongre Merkezi’nde toplanan 7’nci Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda Konfederasyonumuza bağlı Orta Anadolu Federasyon Başkanımız Sayın Lokman Yıldırım’ın otobüs sürücü eğitim programı ile ilgili verdiği örnek, her sektörün ilk zamanlarında olabilecek sıkıntıları varsa yanlış uygulamaları anlatabilmek ve doğru uygulamalara vurgu yaparak daha etkin anlaşılabilmesi adına verilmiş uç ve nadir bir örnektir.
-Şüphesiz sizlerin daha iyi bildiği üzere, bu tip söylem ve örneklemeler; edebiyatımızda da vurgu yapmak, dikkat çekmek iç in kullanılan yöntemlerden biridir. Sayın Yıldırım konuşması esnasında edebi bu yöntemi de kullanarak sektörün ve sürücü eğitimlerinin şu anda AB standartlarının da üzerinde olduğunu ve sektörün sürücü eğitimleri ile ilgili hedeflerini iyi niyetle anlatmak istemiş, bir durum tespitini yapmıştır.
-Federasyon Başkanımızca yapılan konuşmanın bu manada bütünü ele alındığında veya yapılanın bir teşbih olduğu dikkate alındığında konuşmanın rahatsız edici bir yönü bulunmamaktadır. Kaldı ki konuşma Karayolları Trafik Güvenliği’ni daha iyi nasıl sağlarız ana fikrinde geliştiği ve sonlandığı içindir ki, konuşması sonrası sayın federasyon başkanımız katılımcılar tarafından alkışlanarak takdir edilmiştir.
-Sürücü eğitimleri ve sınavları ile ilgili endişe edilecek hiç bir durum söz konusu dahi olamaz. Ülkemiz bu alanda AB standartlarının üzerindedir.
-Üzerimizdeki sorumluluğun farkındalığı ile trafik güvenliği konusunun muhatapları ile birlikte ülkemizde trafik kazaları neticesinde yaşanan can kayıplarını önlemek azim ve kararlılığıyla çalışmaya devam edeceğiz.
***
Gelen açıklamayı, cevap hakkına saygı anlayışı çerçevesinde, biraz kısaltarak ama yorumsuz şekilde aktardım.
Lokman Yıldırım’ın sözleri arşivde duruyor.
O sözler ve bu açıklamayı birlikte okuyup herkes kendi yorumunu yapacaktır.