"TSK, şu anda bir bedelli askerlik uygulamasına karşı. Hem de kesinlikle karşı.
Genelkurmay, görüşü sorulduğunda hükümete bu yönde, yani ‘olumsuz’ yanıt verecek."
Bu cümleler, yaklaşık bir ay önce; 17 Ekim 2014 Cuma günü bu köşede yer almıştı.
VATAN'da, "Bedelli zor" manşetiyle yer alan o yazı, "Bedelli için umutlanmayın derim" başlığını taşıyordu.
( http://www.gazetevatan.com/murat-celik-687871-yazar-yazisi-bedelli-icin-umutlanmayin-derim/ )
***
Haberde, "Genelkurmay hükümete olumsuz görüş bildirecek" diyorduk...
Asker, mevcut koşullarda bedelli askerlik uygulamasını uygun görmediğini, 4 Kasım 2014 Salı günü iletti hükümete.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, 5 hükümet üyesi (Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ile Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz) ile birlikte aldığı brifingde...
Başbakan ve hükümet üyelerine Genelkurmay Karargahı'nda verilen brifingdeki konulardan biri de 'kamuoyundaki bedelli askerlik beklentisi'ydi.
***
Komutanların, olumsuz görüşe gerekçe olarak hükümete sunduğu başlıklar ise yine bizim 17 Ekim tarihli haberimizde (mealen) şu şekilde yer almıştı:
"- Daha önceki uygulamalar, amaca, hedeflenen ölçüde hizmet etmedi.
- Toplumda, parası olan - olmayan ayırımı gözetildiği gibi bir algıya yol açıyor ve eşitsizlik duygusu yaratıyor.
- İçinden geçilen kritik dönemde, askeri anlamda doğabilecek her türlü zafiyet her zamankinden de fazla sıkıntıya yol açar.
Ve nihayet...
- Mevcut kadro, halihazırda görev ihtiyacını zaten karşılamıyor.
Dolayısı ile uygun olan, mecburi askerlik uygulamasına halen geçerli süre ve koşullarda devam edilmesidir."
***
Bedelli askerlik konusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamayla bir kez daha gündemin ilk sırasına yerleşti.
Çoğunluk şaşırdı belki ama konunun detaylarını bilenler için sürpriz değildi Erdoğan'ın açıklaması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika seyahatine çıkarken konu ile ilgili soruya verdiği yanıtın şu bölümünün altını çizelim:
"(...) Burada TSK’nın kanaatini bir kenara koymak da mümkün değil. Bu kanaat TSK’nın da ihtiyacını; göz ardı ederek değil, onu değerlendirmeye alarak böyle bir karar verilir ve ondan sonra da hükümet kararını uygulamaya koyar. (...) Sırtımızda bizim, gerçekten ağır bir küfe var."
***
Yukarıda aktardığım, 'TSK'nın itiraz noktaları' ile Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerinin örtüşme boyutuna dikkatinizi çekmek istedim.
SAMİMİ NOT
Bedelli askerlik uygulamasını gerçekçi gerekçelerle ve içten şekilde bekleyenlere aynı samimiyet ile şunu söylemek istiyorum.
Bana kalsa, elbette çıksın bedelli.
2000 yılında askerliğini bu imkândan yararlanarak yapan biri olarak neden karşı olayım ki bedelli askerlik uygulamasına?
Evet okunuyor, izleniyor 'bedelli' haberleri.
Bu yüzden de bizim sektörden bazıları - tabiri caiz ise - sizlere gaz verip duruyor.
Benim ise bu konuda yazdıklarım, kişisel görüş ya da düşüncelerim değil.
Ankara'da, konuyla ilgili resmi adreslerdeki mevcut durumu aktarıyorum.
'Yorum' yapmıyorum yani. 'Haber' veriyorum.
Sizlerin beklentisi üzerinden popülarite, tiraj ya da reyting peşinde olan 'umut taciri' bazı meslektaşlar ile bu noktada da ayrışıyoruz.
Gazetecinin işi; okurun görmek istediğini yazmak değildir.
Habercinin işi; gerçek neyse, onu aktarmaktır.
İzleyicinin, okuyucunun hoşuna gitse de, gitmese de.