Yerel seçim 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak.
Tam 6 ay var önümüzde.
Hangi şehirde, hangi partiden kimlerin aday olacağını tartışıyoruz daha şimdiden.
Ak Parti ile MHP’den müteşekkil Cumhur İttifakı’nın yerel seçimde yapacağı iş birliğinin detaylarını konuşuyoruz.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine Millet İttifakı olarak birlikte giren CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi, 2019 yerel seçiminde de ortak bir strateji belirleyecek mi; buna bakıyoruz.
CHP ayrıca, özellikle İstanbul ve bazı ilçelerinde HDP ile ilişkisini nasıl bir düzleme oturtacak (ya da böyle bir gündemi olacak mı) bu noktayı da merakla takip ediyoruz.
Partilerin, siyasetçilerin ve dolayısıyla medyanın yerel seçim gündeminin bu şekilde oluşması doğal.
Peki ya seçmen nasıl bakıyor belediye seçimlerine?
***
Bir insan yaşadığı yerin belediyesinden ne bekler?
Siz mesela…
Nedir sizin belediyenizden, belediye başkanınızdan beklentileriniz?
Öncelikler değişebilir ama liste üç aşağı beş yukarı bellidir, öyle değil mi?
Uzun uzun sayacak, belediyelerin vatandaşa vermek durumunda olduğu hizmetleri sıralayacak değilim.
“Belediyenizden, belediye başkanınızdan beklentileriniz nedir” sorusunu birçok kişiye sordum şu son günlerde.
Dikkat çekici cevaplar aldım. Birkaçını aktarayım...
***
41 yaşında, evli, 2 çocuk babası bir mali müşavir şöyle yanıtladı sorumu:
“Belediye hizmeti deyince ilk akla gelenlerden biri sokakların, caddelerin asfaltlanması… Sokaklara ilçe, ana caddelereyse büyükşehir belediyesi döküyor asfaltı. Asfaltlama çalışması bitince, yol boyunca pankartlar asılıyor, ‘Asfaltınız hayırlı olsun’ yazıyor o pankartların üzerinde. Bu bir tek bana mı garip geliyor bilmiyorum ama bir de ‘Bu caddenin asfaltı büyükşehir belediyesi tarafından dökülmüştür’ ya da işte ‘Bu sokağın asfaltını şu ilçe belediyesi yapmıştır’ türünden ifadeler… Biz vatandaş olarak zaten asfalt katılım bedeli ödüyoruz belediyelere. Yani parasının bir kısmını zaten biz veriyoruz. Kaldı ki, bu hizmeti vermek belediyenin öncelikli işlerinden biri. ‘Bu asfaltı biz döktük’ türünden reklamlar komik oluyor. Asli görevini, işini yaptığı için alkış ya da teşekkür mü bekliyor belediyeler?”
***
56 yaşında, evli, 3 çocuk annesi bir emekli öğretmen:
“Ben Ankara’da yaşıyorum. Şu aralar birçok yerde yol genişletme, köprülü kavşak ya da su, kanalizasyon vb alt yapı çalışmaları var. Yapılsın tabii bütün bunlar. Yapılmalı… Ama bakın koca bir yaz geçti, bu çalışmalar yine tatilin sonunda, tam okulların açılma döneminde başladı. Bu çalışmalar trafiği aksatıyor malum. Okulların açılmasıyla birlikte zaten yoğunlaşan trafik, şimdi sabah ve akşamları bazı bölgelerde tamamen kilitleniyor. İş yapmak tamam da, zamanlaması da önemli.”
***
38 yaşında, bekar, gıda sektöründen bir işletmeci:
“Belediyeler işlerini düzgün, olması gerektiği gibi yapsın yeter. Tek beklentim bu. Bakın ben ne yaşadım... Yeni bir kafe açmak için çalışıyorduk. Binanın ruhsatı için eksikleri tamamlarken, sıra yangın merdivenine geldi. Belediyeden geldiler, binada incelemelerini yaptılar, yangın merdiveniyle ilgili yapılması gerekenleri konuştuk. Ekip gitti, sadece 5- 10 dakika sonra, elinde takım çantasıyla biri geldi. ‘Ben demirciyim, yangın merdivenine ihtiyacınız varmış’ dedi. Önce şaşırdık ama sonra durumu anladık. Nasılsa yaptıracaktık, ‘Tamam, pekiyi’ dedik ve fiyat istedik. Ölçtü, biçti, piyasanın neredeyse 3 katı fiyat verdi gelen demirci. İstediği fiyatın çok yüksek olduğunu söylediğimizde de, ‘Abi, siz bilirsiniz’ dedi. ‘Başkasına da yaptırabilirsiniz tabii ama sonra ruhsat işlerinde sorun çıkmasın... Ben yaptığımda sorun çıkmaz’ diye gülümsedi. Ortaklarımla konuştuk, başımız ağrımasın diye mecburen ona yaptırdık yangın merdivenini. Gerçekten de ruhsatı sorunsuz şekilde aldık.”
***
Yerel seçimlere giderken, konunun sadece partiler ya da adaylar olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Asıl mesele zihniyet ve artık maalesef sıradanlaşan, kanıksadığımız bazı alışkanlıklar.