Haberin Devamı
“Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven‘in açıklamalarına ilişkin, ‘Bürokrat daha fazla uygulamayla meşgul olmalı, düşündüklerini alanda uygulamalı. Siyasetçi üslubuyla kamuoyu önünde bürokratın konuşması doğru olmuyor’ dedi.”
Haber bu.
İçişleri Bakanlığı döneminde, meşhur ‘Kürt Açılımı’ ya da ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’nin sorumlusu olan, halen de Başbakan Yardımcısı sıfatıyla aynı konuya mesai vermeye devam eden Beşir Atalay’ın, Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün beyanatı ile ilgili değerlendirmesi böyle.
Güzel.
Güzel de...
Ya Recep Güven, Bakan Atalay’ın dediğini yaparsa?..
Ne “yapma” diyor Başbakan Yardımcısı?
“Kamuoyu önünde, siyasetçi gibi konuşma.”
Peki, ne “yap” diyor?
“Konuşmak yerine uygulama ile meşgul ol, düşündüklerini alanda uygula” diyor Diyarbakır Emniyet Müdürü’ne.
Müdür Güven’in düşüncesi neydi?
“Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz.”
Ve...
“Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz.”
Bu iki cümle arasında gidip geldiğini söyleyen Recep Güven’in düşünceleri bunlar.
Beşir Atalay’ın “Alanda uygula” dediği düşünceleri...
Onun için diyorum, “Ya Recep Güven, Bakan Atalay’ın dediğini yaparsa?” diye.
Ya Recep Güven düşündüklerini alanda uygular ve Diyarbakır kırsalında (mesela) üç askeri şehit ettikten sonra çıkan çatışmada öldürülen bir PKK’lının cenaze törenine katılırsa?..
Ya Recep Güven düşündüklerini alanda uygular ve PKK’nın (sözde) bayrağına sarılı bir tabutun arkasında saf tutarsa?..
Ya Recep Güven düşündüklerini alanda uygular ve örgüt üyelerinin ‘şehit’ (!) saydığı bir PKK’lının mezarının başında ellerini açıp dua ederken gözyaşı dökerse?..
Ya Recep Güven düşündüklerini alanda uygular ve ölen PKK’lının ailesine taziye ziyaretinde bulunur ve orada da ağlarsa?..
Ya Recep Güven düşündüklerini alanda uygular ve cenazesine katılıp ağladığı PKK’lının ardından, o teröristin ailesi ve yakınlarına hitaben, “Oğlunuz (ya da kızınız) eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristti ama onu enterne edemediğimiz için suç bizde, onu enterne edemediğimiz için biz devlet değiliz” derse?..
Ve...
Ya Recep Güven, gelecek tepkilere, “Ben sadece Sayın Başbakan Yardımcımızın dediğini yaptım” diye savunursa kendini?..
“Yok artık” diyorsunuz değil mi?
Haklısınız çünkü elbette abartıyorum.
Tabii ki karikatürize ediyorum.
Lâkin demek istediğim, Beşir Atalay’ın “Bürokrat düşündüklerini alanda uygulamalı” yaklaşımı, en azından teorik olarak böyle bir riski barındırmıyor mu bünyesinde?
Sonuç olarak...
‘Kürt Açılımı’ adı ile başlayıp, ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ ismiyle devam eden süreci yürütürken defalarca “Bu çalışma, başka anaların da ağlamaması için yapılıyor” diyen Atalay’ın Recep Güven hakkındaki sözleri pek de tatmin edici olmadı gibi sanki.
Bu arada, İçişleri Eski Bakanı’nın bu yorumunun ardından şimdi asıl merak ettiğim, mevcut İçişleri Bakanı’nın konuyla ve tabii Diyarbakır’a yeni atadığı personeli ile ilgili nasıl bir tavır takınacağı, nasıl bir açıklama yapacağı...
KEŞKE...
Her siyasetçi Başbakan Erdoğan gibi yakından ilgilense spor ve sporcularla. Ama yine keşke; her siyasetçi, örneğin sanat ve sanatçılara da gösterse aynı ilgiyi.