Öyle bir kulis bilgisi ki...

Haberin Devamı

Meşhur bir söz vardır. Derler ki; “Ordular nadiren savaşa girer ama istihbarat örgütleri her gün savaşır.”

İstihbarat örgütlerinin savaşları hep rakipleri ile olur. Yabancı rakipleriyle...

Yani en azından olması gereken budur.

Türkiye’de ise durum biraz farklı görünüyor.

***


Durum şu... Ve tabii sorun.

Türkiye’de on yıllardır, yönetime gelen iktidarlar, öncelikle ülke içinden istihbarat ile ilgilenmiş, MİT’ten çoğunlukla ‘iç iş’ istemiş.

Devleti yöneten irade istihbarat teşkilatından, ‘dış istihbarat’tan önce, ‘içeride ne olup bittiğini, kimin ne yaptığı’nı öğrenmeyi beklemiş.

Teşkilat da hareket tarzını bu talebe göre belirlemiş, şekillendirmiş.

Dış istihbarat faaliyetlerini büyük oranda ikinci plana atmış, ‘iç’e yoğunlaşmaya öncelik vermiş.

***


Yıllardır kamuoyundaki ‘MİT algısı’nda ciddi bir sıkıntı olmasının ardında yatan neden işte bu.

Şimdi bir düşünün... Neredeyse hepimiz için geçerli bir kabul var.

Türkiye’de insanların, hepimizin zihnindeki MİT algısı ‘mit’lerden oluşuyor.

Ama durup dururken değil elbette.

Algının böyle biçimlenmesinde ‘şehir efsaneleri’nin etkisi büyük. Lakin o şehir efsanelerinin ortaya çıkmasında rolü olan birçok gerçeğin varlığı da herkesin malûmu.

Kabul edelim ki; yıllar içinde daha da kemikleşen bu negatif algının ürünü olan kötü bir repütasyonu var istihbarat teşkilatının.

***


Gündemdeki yeni MİT yasası, bu kötü şöhreti bertaraf edecek sonuçlar doğurur mu bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey var; o da hiçbir şeyin tek taraflı olmadığı.

Şöyle ki...

Ankara’da; güvenlik ve istihbarat kulislerinde seslendirilen bir cümle var.

Kulislerde; bir MİT mensubunun şu ifadeyi kullandığı konuşuluyor:

“O kadar yıl Afganistan’da, İran’da örtülü durdum(*), ülkemdeki kadar takibat ve tacize maruz kalmadım.”

***


Özellikle son dönemde, Emniyet ve İstihbarat teşkilatları ile yargıda yaşananların ulaştığı noktanın vahametine dikkat çekmek isteyen yetkililerin örnek olarak verdiği cümle bu.

İnsanın inanası gelmiyor.

Bizim mesleğin temeli ‘şüphecilik’. Dolayısıyla bu örnek gerçek mi, değil mi bilemem.

Ancak kulislerde bu örneğin konuşulması, hükümetin MİT yasası ile ilgili tutumu hakkında bir fikir verebilir diye düşündüğüm için aktarmak istedim.

(*) İstihbarat terminolojisinde ‘örtülü durmak’: Kimliği gizli şekilde görev yapmak.

DİĞER YENİ YAZILAR