Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in pazartesi günü Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklama ile ilgili Ankara kulislerinde konuşulanı dün yazmıştım.
Ankara’da o açıklamanın, aynı gün Genelkurmay Karargâhı’nda gerçekleşen ‘orgeneraller toplantısı’ndan sonra yapıldığı konuşuluyordu.
Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Metin Özbek aradı dün.
“Murat Bey, Sayın Komutanımız size bir bilgi iletmemi emretti. Evet o gün komutanlarımız Karargâh’ta bir toplantı yaptılar ancak o toplantının başlangıç saati 15.00’ti. Komutanımız, Anadolu Ajansı’na gönderdiği açıklamasını pazartesi sabahı, bizzat kaleme aldığını bilmenizi istedi.”
Yani Orgeneral Özel’in ilettiği, “Ben o açıklamayı, silah arkadaşlarımın telkin ya da bilgilendirmesinden önce yazmıştım” mesajıydı.
Gelelim o açıklamanın yankılarına...
Önce Engin Alan, dün de yine cezaevinde bulunan emekli Orgeneral Bilgin Balanlı ve arkadaşlarından gelen cevaplar gösteriyor ki, Org. Özel’in üzerinde ciddi bir ‘istifa baskısı’ var.
Ancak ortada bir de şu gerçek var:
Özel’in bu günlerde silah arkadaşlarının bir bölümü tarafından tepki ile karşılanan üslubu ve anlayışı yeni değil.
Göreve geldiği gün ne dediyse, bugün aynı noktada Necdet Özel.
Beğenip beğenmemek, desteklemek ya da karşısında olmak ayrı konu; Özel, istikrarını koruyor.
Bu durumun kanıtı da, aşağıda özetini okuyacağınız yazı.
“Yaklaşık bir buçuk ay önce... 19 Kasım 2011 Cumartesi günü.
Yer, başkent Ankara’da, Genelkurmay Karargâhı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, yıllık olağan ‘General-Amiral Semineri’nin açış konuşması için kürsüde.
Özel, salonu dolduran silah arkadaşlarına hitap ediyor. Türkiye’deki -her rütbeden- bütün general ve amirallere.
Orgeneral Özel’in uzun konuşmasındaki bazı bölümler önümüzdeki döneme ilişkin çok önemli mesajlar içeriyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) başındaki isim -mealen- ‘Üniforma bize bir ayrıcalık sağlamıyor. Bizler de, siviller gibi, bu ülkeyi yöneten seçilmişlerin emrinde çalışan bürokratlarız’ diyor.
Belki tam olarak bu sözcüklerle değil, daha farklı ifadelerle ama sonuç olarak, verdiği açık mesaj bu Necdet Özel’in.
(...)
Rutin seminer, ‘özel’ mesajlar
(...) yine mealen...
- Komutanların da siviller gibi bu ‘devletin bürokratları’ olduğunu söylüyor Özel...
- Üniformalı olmanın ayrıcalıklı olmak anlamına gelmediği mesajını veriyor.
Org. Özel; aynı sivil atanmışlardan oluşan diğer kurumlar gibi TSK’nin de, ülkeyi yöneten ‘seçilmişlerin emrindeki görevliler’ olduğunu hatırlatıyor.
(...)
Org. Özel, astlarına kamuoyunda farklı algılamalara yol açabilen eski dönem alışkanlıklarından artık vazgeçilmesi gerektiği mesajını veriyor aslında.
(...)
Konuşma bittiğinde, Necdet Özel’in görev süresi boyunca, siyaset kurumuyla gerginlik yaşamak istemediği izlenimi oluşuyor salondaki katılımcılarda.
Söylemeden söylemek formülü
(...) benim yukarıdaki konuşmadan (ve tabii dinleyenlerin algısından) anladığım şudur:
Yeni Genelkurmay Başkanı askerin;
- Güncel siyasi gündem ve polemiklerden tamamen uzak durmasını,
- Konsantrasyon, mesai ve gücünün tümünü terörle mücadele ve ulusal güvenlik konularına kanalize etmesini,
- Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve hükümet ile gerginlik yaşamamasını,
- Geçmişte zaman zaman sergilenen, ‘Bu ülkenin, bu cumhuriyetin asıl (hatta tek) sahibi biziz’ psikolojisinden tamamen arınmasını istiyor ve hedefliyor.
Ama tüm bunları hayata geçirirken, devletin bütün sivil organlarının da başında bulunduğu kuruma yani TSK’ya tam manasıyla sahip çıkmasını yine istiyor ve hedefliyor.
Yani aslında olması gerekeni.
İşin özü, benim anladığım kadarıyla bu.”
NOT:
Bu yazı, bu sütunda, neredeyse 2 yıl önce yayınlandı.
6 Ocak 2012 tarihinde, “Necdet Özel’in 19 Kasım mesajları” başlığıyla. (http://haber.gazetevatan.com/Haber/422347/1/Gundem )
ÖNEMLİ NOT:
Genelkurmay Başkanı Özel, bu yılki oryantasyon seminerlerinin ilkinde de (26 Ağustos 2013) terfi eden 150 dolayında general ve amirale hitaben yine benzer bir konuşma yapmış.
Hatta askeri kaynaklardan aldığım bilgiye göre Özel, ‘anayasal / yasal çerçevede kalma ve hukuka saygı’ hususlarını yine vurguladığı iki ay önceki bu konuşmasında, yukarıdakilere ek olarak şu iki dikkat çekici uyarıda da bulunmuş:
1) Şahsi işlerinizde devlet imkânlarını kullanmayın.
2) Eşlerimiz askeri personel ya da bizim gibi devlet memuru değildir.
KEŞKE...
İki yıl önce yazdığımız yazıları hatırlatmak zorunda kalmasak.