“TSK, kendisine tevdi edilen her türlü vazifeyi içindeki hainler temizlendikçe daha da güçlenerek büyük bir özveri ve başarıyla yerine getirmektedir.”
Bu cümle, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a ait.
Akar, 15 Temmuz’dan sonra kamuoyu önünde yaptığı her konuşmada verdi bu mesajı.
Son olarak, hafta başında, 19 Eylül Gaziler Günü töreninde yaptığı konuşmada yineledi, TSK’nın içindeki hainlerden arındıkça daha da kuvvetleneceği görüşünü.
***
Silahlı Kuvvetler, içindeki FETÖ mensuplarını temizledikçe güçlenecek evet ama görünen o ki, bu ‘arınma süreci’ bayağı sancılı olacak.
Neden mi?
Anlatayım...
***
Ordudaki iş; art arda yapılan iki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı ve Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) sonucu ihraç edilen personel ile bitmiş değil.
TSK’da son bir aydır, tam manasıyla bir ihbar mektubu furyası yaşanıyor.
Binlerce personel, binlerce başkası hakkında ihbarda bulunuyor.
“Şu subay ya da astsubay FETÖ üyesidir” iddiasını içeren ihbar mektupları kuvvet komutanlıklarının ya da Genelkurmay’ın istihbarat başkanlıklarına gönderiliyor.
Bu mektupların tamamına yakınının ‘isim ve imzasız’ olduğunu söylememe sanırım gerek yoktur.
Hangi ihbar doğru bilgileri içeriyor, hangisi yalan ya da yanlış, işte bunun netleştirilmesi, yani sapla samanın, kuru ile yaşın ayırt edilmesi gerekiyor.
Askeri kulislerde sayıları binlerle anılan bu ihbar mektuplarıyla suçlanan personel ile ilgili doğrudan işlem yapılmıyor.
Bu nokta önemli...
Mektuplar, istihbarat başkanlıkları bünyesinde değerlendirmeye alınıyor. Gelen dilekçede söz edilen konular inceleniyor ve eğer teyit edilen noktalar varsa, ihbar işte o zaman dikkate alınıyor.
Yani şahsi garez ya da - başta terfi olmak üzere - ikbal beklentisi gibi farklı gerekçelerle herhangi bir silah arkadaşını “FETÖ mensubu” diye şikayet edenlerin amaçlarına ulaşması öyle kolay değil.
***
Gelen ihbarlar, devlette, sivil kurumlarda da olduğu gibi belli kriterlere göre değerlendiriliyor. Hakkında ihbarda bulunulan kişinin haberi olmadan;
geçmiş birlik komutanları ve mesai ya da devre arkadaşlarının görüşlerine başvuruluyor,
banka hesapları kontrol ediliyor,
şahsen ya da ailece yakın ve sürekli görüştüğü kişilere bakılıyor, yani özel hayatındaki ilişkiler ağı mercek altına alınıyor,
ve nihayet Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) da bahse konu personel hakkında bilgi isteniyor.
Yapılan bütün bu detaylı çalışma sonunda ihbarın gerçek olduğu kanaati oluşursa, söz konusu personel hakkında soruşturma aşamasına geçiliyor.
***
TSK’nde durum bu...
Bugüne kadar görülmemiş sayıda ihbar mektubunun yarattığı, bugüne kadar görülmemiş seviyede bir iç inceleme / soruşturma yoğunluğu yaşanıyor orduda.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın sözünü ettiği temizlik / arınma sürecinin işte bir de bu boyutu var.