Muhammed Yalçın...
Kartvizitini uzattı mahcup bir ifadeyle tanışır tanışmaz.
“Ressam” yazıyor kartın üzerinde. “Ressam Muhammed Yalçın.”
Muhammed zihinsel engelli.
Yaşı 28. Zeka yaşı 6...
Ankara Altındağ’da yaşıyor. Dış cephesini de, içini de kendi boyadığı gecekonduda...
Bakışları ne kadar sertse, resimleri o kadar içindeki çocuğun ürünü, yumuşacık...
Konuşmayı pek sevmiyor. Sevdikleriyle konuşuyor sadece...
***
Babası Hasan Yalçın anlatıyor...
“Muhammed küçüktü... Durumu malum... Bizim insanımızı da biliyorsunuz işte... Çocuğa 3 - 5 lira para verip birbirlerine küfrettiriyorlarmış.”
Şimdi de para veriyor insanlar Muhammed’e. Ama artık yaptığı resimleri satın almak için...
Rengarenk tuvalleri 4 haneli rakamlara satılıyor şimdilerde.
***
Annesi, babası ve üç kardeşi var Muhammed’in. Bir de ‘Harun Abi’si.
Ünlü ressam Harun Antakyalı, Yalçın ailesinin soyadı farklı üyesi olmuş yıllar içinde.
2009’da tanışmışlar Muhammed ile...
İlk gün farkına varmış Muhammed’in sadece farklı değil, aynı zamanda ressam olduğunun.
Harun götürdü beni de Muhammed’e. “Seni çok özel bir insan ile tanıştıracağım” diye...
Evden çıkınca dönüp baktım Antakyalı’nın gözlerine...
“Jean Dubuffet’nin bir sözü var” dedi... “Resim yapmak aklı uykuya yatırmaktır.”
“Yani?..” diye sordum anlamadığımı belli ederek.
“Yanisi şu” dedi, devam etti:
- Akıldan, zekadan bahsederler ya hep bu dünyada... Bize de okullarda hep altın orandan, figürden, leke değerlerinden, açık koyu ilişkisinden, ondan bundan bahsederler ya... Ben de diyorum ki, tamam akademik öğretiler olmalıdır elbette ama bu ancak bir kılavuz olabilir. Bu kılavuzda yer alan unsurların ötesine geçebilenler zaten sanatçıdır. Yani asıl resim, akıl uykuya yattığında çıkar ortaya.
- Muhammed’e nasıl bağlayacaksın bu sözlerini?
- Muhammed resim yapıyor. Yaptıklarının gerçek birer sanat eseri olduğunu da öncelikle sanatçılar anlar, anlıyor. Neyse ki şimdi sanatseverler de farkına vardı. Benim mutluluğum da bu zaten. Ben sadece bir yol gösterdim, elinden tuttum demiyorum, el ele tutuştuk biz.
***
Şu gündemde neden yazdım biliyor musunuz bütün bunları?
İktidarından muhalefetine, medyasından sivil toplum kuruluşlarına; çocuklardan, gençlerden, engellilerden dem vuruyor ya herkes...
Çocukları, gençleri, engellileri kutsamak, sözle değil, işte bu anlattığım örnekte olduğu gibi icraat ile oluyor.
Bu yüzden okudunuz bütün bunları.