Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Afrika gezisinden yarın (bugün) akşam dönüyor. Erdoğan’ın havalimanında (âdet olduğu üzere) yapması muhtemel basın toplantısında gündeme dair takınacağı tutum ve söyleyecekleri çok önemli.
Fakat bir de şu konu var:
1) Günlerdir sokaklarda olan iktidar ve Tayyip Erdoğan karşıtı gruplardan bazılarının, ‘Erdoğan’ı protesto ile karşılamak’ gibi bir düşüncesi olduğu konuşuluyor.
2) AK Parti teşkilatından, İstanbul’a dönüşünde Başbakan Erdoğan’a (Davos’tan gelişinde olduğu gibi) özel bir karşılama töreni ile destek verilmesi yönünde yoğun bir talep var.
Bu iki düşüncenin de hayata geçmesi hâlinde ortaya çıkacak manzarayı tahayyül edebiliyor musunuz?..
Aynı yerde; bir yanda Tayyip Erdoğan destekçisi Ak Partililer, diğer tarafta iktidar ve Erdoğan karşıtları.
Ve tabii yüzlerce, belki binlerce polis...
Pekiyi böyle bir durumun vuku bulması mümkün mü?
1) Protestocuların Atatürk Havalimanı’na gidip gitmeyeceği, bugün (dün) itibariyle bilinmiyor(du).
Bence çok düşük bir ihtimal ama bu yönde bir hareket olursa da, İstanbul Polisi’nin buna izin vermeyeceği açık.
Tek olasılık, küçük grupların münferiden gitmesi havalimanına.
2) AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, gelen yoğun talebe rağmen, Başbakan’ı karşılamak için bir program yapılmayacağını söylüyor. Hatta aksine, partililere, Yeşilköy’e karşılamaya ‘gitmemeleri’ yönünde telkinde bulunulduğunu da.
Ama küçük gruplar hâlinde münferiden gidenler olursa, il yönetiminin buna engel olması da pek mümkün değil gibi.
Durum bu...
Bu durumda görünen ise şu:
Erdoğan’ın yurda döneceği saatlerde; İstanbul Atatürk Havalimanı’na gelen yollarda, havalimanı sınırları dâhilinde ve nihayet Başbakan’ın Yeşilköy’den evine gideceği güzergâhta olağanüstü güvenlik önlemleri alınacağını tahmin etmek güç değil.
Muhtemel bir ‘karşılama karşılaşması’nın yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapılacağı aşikâr.
Aslında olması gereken, tarafların bu tür ihtimallerin konuşulmasına bile zemin hazırlamaması ama...
KEŞKE...
Bazı meslektaşlarımız, ekrandaki tarz ve tavırlarını görmek için, yaptıkları programı kaydedip, sonradan kendilerini bir izleseler.
Görmüyor olabilir mi sizce?
Sizce,
Recep Tayyip Erdoğan gibi bir kişi, bir siyasetçi;
- kullandığı sözcüklerin kitleler üzerinde yaratacağı etki ve tepkiyi öngöremez mi?
- Önce bir bakanının, ardından da Cumhurbaşkanı’nın “Mesajı aldık” sözlerini, “Ne mesaj aldılar bilmiyorum” şeklinde boşa çıkarmasının yaratacağı atmosferi tahmin edemez mi?
- “Evlerinde zor tuttuğumuz bir yüzde 50 var” dediğinde alacağı reaksiyonu düşünemez mi?
Olabilir mi bu?..
Bugüne kadar her tartışmadan, her krizden kazanarak çıkan bir Başbakan, ‘Gezi Parkı gündemi’ni tesadüfen ya da yanlışlıkla böyle şekillendirmiş olabilir mi?
Mümkün mü?..
Sizce böyle bir ihtimal var mı?
Bir düşünün...
Gül, Arınç, taban...
Benimki sadece merak...
Yaşanan süreç, iktidar partisinin tabanına nasıl yansıyor olabilir acaba?
Başbakan Erdoğan’ın tavrı, açıklamaları, durduğu yer...
Cumhurbaşkanı Gül’ün tavrı, açıklamaları, durduğu yer...
Başbakan Yardımcısı (ve Vekili) Arınç’ın tavrı, açıklamaları, durduğu yer...
Ak Parti teşkilatı ve seçmeni bu üçgenin ‘iç açı’larının toplamını nasıl hesaplıyor acaba?