Geçenlerde, Ankara’dan İstanbul’a gidiyoruz.
Esenboğa’dan uçağa bindik, yerimizi aldık. Biz 2’nci sıradayız.
Kalkış saatine birkaç dakika kala, son yolcular geldi. 1A’da CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, 1F’de ise BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık.
***
Uçak havalandıktan sonra Ağrı Belediye Başkanlığı’na seçilen Sakık ile yeni kentine dair sohbete başladık.
Sakık, şehrin çözüm bekleyen çok ciddi sorunları olduğunu anlattı. En başta da alt yapı konusu...
Ağrı, ülkenin gelişmişlik seviyesinden nasibini en az almış kentlerinden biri. Sırrı Sakık’a göre bu durumun temel nedeni, geçmiş yerel yönetimlerin başarısızlığı ve kaynakların verimli kullanılmamış olması. Sakık, “Yönetimi devraldık, bir baktık ki doğru düzgün bir hesap bile tutulmamış belediyede. Her yere borç var sadece. Nereye ne harcanmış belli değil. İdari ve mali açıdan tam bir perişanlık. Elbette düzelteceğiz ama nasıl olacak inanın ben de şu anda tam olarak bilemiyorum. Durum içler acısı” dedi.
***
Sakık, Ağrı’daki durumu kendi açısından yukarıdaki şekilde özetlerken, CHP milletvekili Nazlıaka yanımıza geldi, her zamanki sıcak tavrıyla “Hayırlı olsun” dedi Sırrı Sakık’a.
Sohber 2’liden 3’lüye döndü böylece.
Aylin Nazlıaka Sırrı Sakık’a, “Biliyorsunuz ben de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayıydım. Aday olamadım ama o süreçte çok ciddi bir hazırlık yaptım. Özellikle alt yapı konularında, sosyal alanlarda, kadın ve çocuklarla ilgili konularda kapsamlı çalışmalar hazırladık. Hepsinin dosyaları hazır, elimde. İsterseniz bunları sizle paylaşabilirim. O hazır projeleri size gönderebilirim. Bence hemen hepsi Ağrı’da da uygulanabilir. Bakarsınız, istediklerinizi uygularsınız” dedi. Sakık da bu öneriye aynı sıcaklıkla “Tamam” dedi, “Çok memnun olurum.”
***
“Bu teklif ve kabul lafta kalmasın ama. Bakın bir gazetecinin şahitliğinde yaşandı bu sohbet. Bilin ki ben takipçisi olurum” dedim iki siyasetçiye, gülerek. Sonra Nazlıaka’ya dönüp, “Hatta bence proje dosyalarınızı alıp Ağrı’ya gidip bizzat teslim edebilirsiniz Sırrı Bey’e. Hem kamuoyunun hem Ağrı halkının dikkatini çekmesi ve ses getirmesi açısından böylesi daha hoş, daha etkili olabilir” diye devam ettim.
Aylin Nazlıaka “Neden olmasın” derken, Sırrı Sakık’tan Ağrı daveti geldi:
“Hem bu sohbetin tanığı hem de bu fikrin sahibi olarak siz de gelin o zaman Aylin Hanım ile birlikte, ikinizi de ağırlayayım Ağrı’da.”
“Ben varım” dedim. Uçakta başlayan sohbet, Ağrı’da gerçeğe dönüştü diye haberini de yerinden yapmış olurum.”
***
Sadece siyasette değil yaşamın her alanında, eski dostların bile birbirlerine neredeyse hakaretler yağdırdığı şu bayram gününde anlamlı olur diye düşündüm bu anekdotu aktarmak. İki farklı partiden iki politikacının, ideolojileri bir yana bırakıp, ülkenin hizmet bekleyen bir köşesindeki insanlar için birlikte bir şeyler yapma arzusu...
Komplekssiz, hesapsız; iyi niyetle. Klasik ifade ile... Siyaset sahnesinde görmek istediğimiz hareketler işte bunlar.
****
NOT: Bu yazıyı Sakık’a da, Nazlıaka’ya da haber vermeden yazdım. Bahsettiğim, ‘lafta kalmaması için takipçisi olmak’ da, böylece başlamış oldu. Bakalım havada konuşulanlar havada mı kalacak, yoksa yere inip ayakları yere basan projeler olarak gerçeğe dönüşecek mi?