Bugün Türkiye’de insanlar polisin ‘hakkaniyetli’ davranmasını istiyor.
Türkiye’de insanlar savcıların, hâkimlerin, yani yargının ‘adil’ olmasını istiyor.
İnsanlar, hangi siyasi ideoloji ya da partiden olursa olsun, politikacıların ‘dürüst’ hizmet vermesini istiyor.
Bugün Türkiye’de insanlar medyanın sadece ‘haber’ vermesini, gerçekleri yansıtmasını istiyor.
Türkiye’de insanlar tüccarın kendisini kazıklamamasını istiyor.
İnsanlar devlete, hükümete, sivil toplum kuruluşlarına, sanatçısına, sporcusuna; özetle karşısına çıkan kurumlara ve insanlara ‘güvenmek’ istiyor.
Bugün Türkiye’de insanlar verilen sözlerin tutulduğu bir atmosferde huzur içinde yaşamayı; gerektiğinde hakkını arayabileceğini ve alabileceğini bilmek istiyor.
Fatih Terim’in sırrı ne?
Herkes “Fatih Terim’li Milli Takım”ı konuşuyor.
Terim’i sevip sevmemek, tarzını beğenip beğenmemek değil konu.
Konu, Fatih Terim’in teknik direktörlük yeteneği, donanımı ve birikimi.
Ve tabii bir diğer konu; insan (özellikle de yönetici) seçimindeki temel kriterin, ‘hatır - gönül’ ya da ‘ilişkiler’ değil, ‘liyakat’ olması gerektiği gerçeği.
Aslında her alanda ve her yer için olduğu, daha doğrusu olması gerektiği gibi...
Galatasaraylıların bir bölümünü mutsuz ya da rahatsız etse de, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve çalışma arkadaşlarının Fatih Terim’i göreve getirme kararının yerinde bir tercih olduğuna şüphe yok.
İlk iki maç da bu durumun teyidi zaten.
Pekiyi, Fatih Hoca’nın sırrı ne?
Bu soruyu eski öğrencilerinden Vedat İnceefe‘ye sordum dün telefonda.
İnceefe çok açık anlattı hocasını:
* Her ne olursa olsun bir teknik direktörün ‘hâkimiyeti’ olması lazım. Türkiye’de oyuncular üzerinde en tesirli hoca, tartışmasız Fatih Terim’dir.
* Sadece ne istediğini değil, aynı zamanda oyuncu grubunun ne verebileceğini, o oyuncu grubundan ne isteyebileceğini çok iyi bilir.
* Liderlik vasıfları çok yüksektir. Maç öncesi, oyun içinde, devre arasında ve maç sonundaki tepkileri bazen sert, bazen de tepkisizlik şeklinde olur. Gereken kişilere gereken uyarıları yapar. Kimin ne yaptığını ya da yapmadığını görür ve ona göre, adil tepkiler verir. Bazen sert, bazen sevecen... O anki atmosfere göre o dozu çok iyi ayarlar.
* Hoca ile 6 sene beraber çalıştım, hiçbir oyuncuya küfür ettiğini hiç görmedim. Tabii ki sert uyarıları oldu. Oyuncu da bu sayede kendine geldi. Türk futbolcusunun kültürü, yapısı, karakteri bu. Fatih Hoca da bu yapıyı çok iyi bilir. Uyarıcı etkenler olmazsa hocaların oyuncu grubuna hâkimiyeti çok zor olur.
- İş zamanı iş, eğlence zamanı da eğlence diyen bir teknik direktördür. Aldığı kararların arkasında durur her zaman. Yüreklidir.
- Kendisini geliştirmeye çalışır. Dünya futbolundaki her gelişmeyi takip eder.
- Sabah 7 buçuktan gece yarısına kadar çalışan belki de tek futbol adamı o. Tesislerin çiçeğine böceğine kadar ilgilenir. Her yerine girer, çıkar.
Eski öğrencisinin gözünden Fatih Terim işte böyle bir ‘model’.
Egosu yüksek ama çalışkan, risk alan, güçlü bir figür.
Başarısının kaynağı da bu yapısı.
KEŞKE...
Herkesin sırtına, geçici süreyle de olsa bir yumurta küfesi yükleyebilsek.