Her an yeni “Soma”lar yaşanabilir!

Haberin Devamı

“Birçok başka madende de şu anda Soma ile aynı tehlike var. Çünkü sektörde ihtisas eksikliği had safhada. Eğer gerekenler acilen ve tam olarak yapılmazsa Soma maalesef son olmayacak.”

Maden Mühendisi Mustafa Suvar işte bu kadar açık ifade ediyor tehlikenin boyutunu.

Önceki gün bu köşede yazdıklarıma (http://haber.gazetevatan.com/Haber/638972/4/Yazarlar) bugün yine aynı uzman kaynaktan devam ediyorum.

***


Türkiye’de kömür madenciliği konusundaki en yetkin isimlerden biri Mustafa Suvar. Soma dâhil, hemen her havzayı, oralarda farklı pozisyonlarda görev yaptığı için bizzat biliyor.

“İhtisas” kilit sözcük Suvar için.

Soma’da yaşanan ama aslında gerekenler yapılsa yaşanmayacak olan trajediyi konuşuyoruz yine.

Mustafa Suvar gayet net ve basit anlatıyor:

- Bakın, biz Türkiye olarak kömüre mahkûmuz. Petrol ve doğalgazımız yok çünkü. Soma’da da, Zonguldak’ta da, diğer bölgelerde de bu kömürü çıkarmaya devam edeceğiz. Elimizde her havzanın özellikleri ve geometrisi var. İhtisas kadrolarının görevi, çalışılan bölgede bütün havzayı dikkate alan bir anlayışla hareket etmektir.

- Yani?..

- Yani... Yer altındaki planlamanızı birbirinden kopuk yaparsanız, bunların birbiriyle bağlantılarını iyi düzenleyemezseniz böyle kazalara açıksınız demektir. Mesela Soma kömürünün yanma özelliği çok yüksek. Hızlı tutuşur. Dikkat edilmezse açık yangına dönüşebilecek özellikte. Ekip bunu bilecek. Proje ve uygulama bu gerçeğe uygun yapılacak.

- Proje hatası mı var Soma’da sizce?

- Evet bu belli. Bunu nasıl biliyoruz?.. Çok kolay. Böyle özellikleri olan kömür damarları çalışılıyorken, en azından bir ana yolunuzun, kömürün altından, kömürle ilişkisi olmayan bir kayaç içerisinden sürülmesi şarttır. Bunun maliyeti yüksektir ama bir kez yapılır ve Çayırhan örneğinde olduğu gibi hayat kurtarır.

- Tamam ama bugün yoksa, Soma işletmeleri özelleştirilmeden önce, yani o havza devlet tarafından işletilirken de yoktu demek ki bahsettiğiniz o yol...

- Devletin işlettiği dönemde yüzeye yakın bölgelerde çalışılıyordu. Risk o zaman da vardı fakat devletin kadroları daha ihtisası olan kadrolardı. Ortak akıl ürünü projelendirme ve uygulamalar vardı. Zaman içinde yüzeye yakın kömür çıkarıldıktan sonra özelleştirildi ve derine inilmeye başlandı. Özel sektörde maliyeti düşürmek odaklı çalışma anlayışı vardır ama burada yeterli ihtisasa sahip olmayan teknik kadrolarla çalışıldığı çok açık. Hayati risk oluşturmadan maliyeti düşürmenin yolları da vardır.

“Bilmiyordum, fark edemedim” olmaz

Mustafa Suvar, asıl kusurun ‘insan unsuru’nda olduğu görüşünde:

- Madende karbonmonoksit seviyesi birden yükseldi diyelim. Sürekli okuyor (sensörler vasıtasıyla takip) olmaları lazım. Bu kömürün tutuşma sıcaklığı düşük... Yanıcı maddenin oksijen ile temasını kesmiyorsanız bu açık yangına dönüşür. Ocak bunun sinyallerini aylar öncesinden verir zaten. Eğer sen bu kömür havzasında çalışıyorsan, bu kömürün özelliklerini biliyorsan “Bilmiyordum” olmaz. Proje hatasının bir başka boyutu da bu işte. Bağımsız iş yerleri ve bağımsız havalandırma sistemi bu noktada önemli ve gerekli. Yangın riski olduğunda orayı kapatıp, diğer bölümde çalışmaya devam edersiniz. Üretimde devamlılık ancak bu sayede sağlanabilir. Dediğim gibi, sistem alarmı vermiştir ama belli ki hafife aldılar. Sensörler ve bilgisayar sistemi yalan söylemez. O sistem hep kovalar. “Ben fark etmedim” diyemezsin. Bu anlayış ve kadrolarla her an yeni bir kaza bekleyebilirsiniz Soma’da da. (Sürecek)


YARIN:

- Grizu neden Almanya’da değil de bizde tehlike?

- Madenlerin denetim mekanizmasında kim ne yapıyor, ne yapmıyor, ne yapmalı?

- Ölüm kömür işçisinin kaderi mi?

DİĞER YENİ YAZILAR