Nihat ve Ali Kemal Palantöken ile Emrah Daylan bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olacak. Nihat Palantöken, yaklaşık bir ay önce, 13 Ekim 2017 tarihinde Pendik’te pompalı tüfek ile öldürülen 17 yaşındaki Helin’in babası. Ali Kemal Palantöken de Helin’in amcası.
Emrah Daylan ise Palantöken ailesinin avukatı. Acılı baba, amca ve avukatları yarın TBMM’ye davetli. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Grup toplantısına da davet edilen Palantöken kardeşler ile avukatları Meclis çatısı altında, ülkenin büyük sorunlarından ikisine dikkat çekecek. Birincisi kadına şiddet ya da kadın cinayetleri,ikincisi de kontrolsüz bireysel silahlanma tehlikesi...
İnternetten pompalı tüfek ticareti
Helin Palantöken cinayeti internet üzerinden satın alınan bir pompalı tüfekle işlendi.
17 yaşındaki Helin’i öldüren 22 yaşındaki katil zanlısı Mustafa Yetgin.
Yetgin olayın ardından yakalandı. Emniyet’te susma hakkını kullandı. Polise ifade vermeyi reddetti yani.
Aynı tutumu savcılıkta da sürdürdü. Savcıya da ifade vermedi.Yetgin ilk ifadesini sulh ceza hakimliğinde verdi.
Hakim karşısındaki ifadesi de sadece iki cümleden ibaretti:
“Helin’e ve yanındaki iki kişiye ateş ettiğimi kabul ediyorum. Tüm söyleyeceklerim bu kadardır.”
Katil zanlısı, cinayet silahı olan pompalı tüfeği bir arkadaşından temin etmiş.
Mustafa Yetgin’e silahı satan M.O. ifadesinde şunları söylemiş:
“İş yeri sahibi dedemden habersiz, daha önceden tanıdığım Mustafa Yetgin benden pompalı tüfek istedi. İnternet üzerinden Konya’dan 750 TL’ye satın alıp, Mustafa Yetgin’e 1.800 TL’ye sattım. Tüfeği Yetgin’in adresine kargoyla gönderdim.”
Avukat Daylan anlatıyor
Palantöken ailesinin avukatı Emrah Daylan ile konuştuk…
Daylan, dosyadaki bilgiler ışığında, sadece bu davaya özel değil, Türkiye’deki kronik sorunlu noktalara da temas etti. Avukat Daylan’ın altını çizdiği konuları başlıklar halinde özetleyeyim…
- 13 Ekim’de İstanbul Pendik’te 17 yaşındaki Helin Palantöken’i öldüren, arkadaşları Deniz Morsümbül ve Cemil Yıldız’ı da yaralayan 22 yaşındaki Mustafa Yetgin pompalı tüfeği yukarıda anlattığım şekilde almış.
- Türkiye’de bir pompalı tüfek işte böylesine kolayca elde edilebiliyor. Üstelik kargoyla teslim alınabiliyor öldürücü ateşli silah.
- Olay yeri bir okulun önü. Ama dosyada güvenlik kamerası görüntüsü yok. Okulların çevresinde güvenlik kameralarının olması gerekmiyor mu?
- Söz konusu olan bir aşk cinayeti değil çünkü ortada bir aşk, bir ilişki yok…
- Mahkemede verdiği ifadede üç gencin üzerine ateş açtığını kabul eden yani dolayısıyla cinayeti itiraf eden zanlıyı otomobille getirip olay mahalline bırakıp giden kişi yakalanıyor ama ifadesi alınıp serbest bırakılıyor.
- Katil zanlısı Emniyet’ten Adliye’ye kelepçe takılmadan götürüldü. Bu görüntü bile aileyi ve kamuoyunu rencide ediyor.
- Aradan neredeyse bir ay geçti ama hâlâ iddianame hazırlanamadı. Dosya Kartal Adliyesi’nde. Otopsi raporu Yenibosna’daki İstanbul Adli Tıp Müdürlüğü’nde.
Kesin rapor savcılığa hâlâ gönderilmiş değil. Cinayet sonrası, kesin raporun gelmesinin 3- 4 haftayı bulacağı bilgisi verilmişti bize, bekliyoruz.
- Tasarlayarak, hunharca adam öldürme suçundan, TCK 82’nci maddenin uygulanmasını istiyoruz. Katilin hak ettiği ceza yasalarımıza göre ağırlaştırılmış müebbettir ve kamu vicdanını da rahatlatacak olan budur.
- Ailenin kaygısı, sanığın mahkemede kravat takıp, düzgün tıraşlı geldi diye TCK 62’nci madde uygulanması ve iyi hâl indirimi alması.
- Onlarca sivil toplum örgütünden müdahil olma talebi var… Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ilk günden itibaren takip ediyor. Bakanlık davaya müdahil olacak.
***
Henüz 17’sinde yaşama veda eden Helin’in babası ve amcasının Meclis ziyareti, ülkenin kanayan yaralarından ikisine çare bulunmasına bir vesile olabilecek mi, izleyip takip edeceğiz...