Başlıktaki soruyu sorduran, bu defa, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın verdiği bir karar. (*)
“Bu defa” diyorum çünkü Türkiye’de de, yargının farklı konularda verdiği bazı kararlar dönem dönem aynı ikilemi gündeme getirdi, getiriyor.
***
Hollande; çocuklarına ve kendisine 45 yıl boyunca cinsel taciz ve şiddet uygulayan 47 yıllık kocasını 2012’de öldüren kadına mahkemenin verdiği 10 yıl hapis cezasının kalan kısmını affetti.
Fransız Cumhurbaşkanı’nı, göreve geldiğinden bu yana ilk defa böyle bir karar vermeye iten, dava ile ilgili oluşan kamuoyu hassasiyeti ve baskısı oldu.
***
Hukukun üstün olduğuna şüphe yok. Tamam...
Ama o hukukun yazılı kurallarına göre, yargının verdiği her karar gerçekten ‘adil’ oluyor mu? Ya da gerçekten içine siniyor mu kamuoyunun?
Elbette herhangi bir yargı kararından, herkesin ve tam olarak tatmin olması her zaman mümkün değil ancak ‘makul’ bir kabul seviyesi olduğu da malum.
Lise öğrencisi Münevver Karabulut’un Cem Garipoğlu tarafından öldürülmesi olayında olduğu gibi...
Ya da Özgecan Aslan cinayeti ve davası örneğinde yaşandığı şekilde.
***
Dönelim Fransa’dan gelen habere...
68 yaşındaki Jacqueline Sauvage 47 yıllık eşi Norbert Marot’yu ne zaman öldürüyor biliyor musunuz?
Oğlunun intiharından bir gün sonra!
Oğlunun, babasının tacizlerine dayanamayarak intihar ettiğini söyleyen anne bu duruma dayanamıyor ve 47 yılın sonunda katil oluyor.
Ülkenin Cumhurbaşkanı da, babalarının taciz, hatta tecavüzüne maruz kalan, çiftin üç kızıyla görüşüp öyle karar veriyor Sauvage’ı affetmeye.
Hollande’ın kararına ilişkin Elysee Sarayı’ndan yapılan kısa açıklama çok anlamlı:
“Kabul edilemez bir insani durum karşısında Cumhurbaşkanı, mahkemeye saygı duymakla birlikte Sauvage’ın en kısa sürede ailesinin yanına geri dönmesini mümkün kılmak istemektedir.”
***
“Kabul edilemez bir insani durum...”
Açıklamanın can alıcı cümlesi bu.
Bu ifade; ‘insani’ hassasiyet ve toplum vicdanının, yeri geldiğinde yargı kararının önüne geçebileceğinin göstergesi.
Ve Fransız Devleti’nin zirvesinden gelen bu kararın, ne kadar yerinde olduğunun, kamu vicdanı ile ne denli örtüştüğünün en somut kanıtı da gelen olumlu tepkiler.
***
Fransa’daki örnek, kadın ve çocuğa şiddet ile tacizden kaynaklanan bir cinayet. Ensest gerçeğinin dramatik bir sonucu...
Yazıyı, Türkiye’nin kadın cinayetleri gerçeğine dair son beş yılın bilançosunu hatırlatarak bitirmek yerinde olacak.
***
Türkiye’de, 2010 - 2015 döneminde en az bin 134 kadın öldürüldü.
Bu beş yılda öldürülen kadınlardan;
- 608’inin faili kocası veya eski kocası,
- 161’inin faili erkek arkadaşı veya eski erkek arkadaşı,
- 213’ünün faili de ailedeki erkekler yani babası, oğlu, erkek kardeşi, damadı, kayınpederi veya akrabası oldu.(**)
(*) http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160201_fransa_tacizci_koca