Geçmişte farklı mıydı?

Özgecan’ın ardından, çocukluk arkadaşlarımdan yorumlarını aldım. Bugün 45’ini süren kadın arkadaşlarımın...

25 - 30 sene öncesinin 15 - 20 yaş aralığındaki genç kızlarıydı onlar...

***

“Bizim zamanımızda da vardı bunlar ama çok hızla geriye gidiyoruz. Psikopat sayısı hızla artıyor gerçekten” dedi biri.

Diğerinin cevabı şu oldu:

“Bence psikopat sayısı hep aynıdır ama psikopatlar cezalandırılacaklarını bilirlerse, çoğu zaman bir şekilde kendilerine hakim olurlar. Ya toplumsal ya da aile içindeki mekanizmalarla veya tıbbi bir çözüm arayarak... Ama yargı, adalet, güvenlik gibi sistemler çökünce, yapılacak psikopatlık normalleşip hoş görülünce, kimsenin kendini kontrol etmesine gerek kalmıyor. Tam bir anarşi ortamı... Devlet aradan çekilip, ‘Sana yapılan kötülüğe sen kendin cevap ver’, ‘Sana vurana vur, seni öldüreni öldür, biz bunu hoş görüp normal karşılayacağız’ mesajı verirse... Arada vuramayan, öldüremeyen, kendini savunamayanlar kaynayıp, bunları yapabilenler de birbirini yiyerek kavrulup giderken... Kapkara bir cehennem oluyor.”

Haberin Devamı

***

“Dün akşam spor salonunun kapalı otoparkında, diplerde bir yere park ettiğim arabama ulaşmaya çalışırken, yine diplere gelen bir minibüsten ürktüm ve aceleyle arabaya binip kapıları kilitledim.

Büyük ve çok güvenli bir yer aslında ama yaşanan olaylar beni bile psikopat yaptı. Geldiğimiz nokta ne yazık ki bu ve çok üzücü” diye kendinden güncel bir örnek verdi bir başkası.

***

Çocukluk arkadaşlarımdan bir diğer kadın da şu sözlerle katkı verdi beyin fırtınamıza:

“Bence de o zamanlarda da manyak çoktu ama toplum daha koruyucuydu, daha sterildi. Şu anda biz de paranoyaklaşmış durumdayız. Mesela kendi apartmanımda bir arbede olsa ben kapıya bile yanaşamıyorum korkudan. Bu başıma geldi, sadece apartman görevlisini arayabildim titreyerek. Ya da bahçede ağlayan bir çocuk görsem, ‘Gel seni evine götüreyim’ diyemem. Ya birisi bana komplo kurduysa? Köşede bekliyorlarsa?

İlkokul 3’te evin anahtarı vardı bende.Okula giderken kapıyı kitler çıkar giderdim. Ters bir şey olursa da apartmanda bir sürü teyze, amca vardı sığınabileceğim. Bugün 45 yaşındayım ve evimin asansörüne tanımadığım kimse ile binmiyorum”.

Haberin Devamı

***

Devam... O günlerin genç kızı, bugünlerin iki çocuk annesi...

“Bizim orta - lise dönemi 1980’lerin ortaları... Ankara’da minibüsle gider gelirdim ben okula. Bizi formalarla dolmuş beklerken gören insanlar da ayni yoldan gidiyorlarsa, alır bizi okula bırakırlardı. Gayet sık olan, sıradan bir şeydi bu. Dönüş yolu için de aynı şey geçerliydi. Annem babam, bize ‘Bunu yapmayın’ demezdi ve bilirlerdi. Bu toplumsal bir dayanışmadır. Başımıza bir şey gelmedi hiç. Kız, erkek... Bizim okul formalı çocuklar hep olurdu o arabalarda. Bazen düşünüyorum, bizi mi teğet geçti acaba, biz mi çok şanslıydık diye... Bugün yapabilir misin bunu? Bir düşün bak.

Ben bugün evin 50 metre ötesindeki markete kızımı tek başına yollamaya çekiniyorum. Peşinden gidip ağacın arkasına saklanarak takip ediyorum. Bu çocuklar nasıl öğrenecekler kendi kendilerine yaşamayı? Dünyadan, insanlardan korkmadan, herkesten bir kötülük beklemeden var olmayı? Bu ne biçim bir hayat olacak?”

Haberin Devamı

***

Ve kız kardeşlerimden bir başkasının katkısı...

“Hayallerinizi yıkmak istemem ama benim başıma çok küçük yaşlardan itibaren bayağı bir taciz vukuatı geldi. Siz şanslıymışsınız gerçekten... Yani anlayacağınız dünya hiçbir zaman o kadar tertemiz ve insanlar da o kadar efendi değildi. Sadece ben kendimi öyle görmeye şartlandırmıştım. Şu anda sadece daha çok ortaya çıkıyor ve haberimiz oluyor diye düşünüyorum. O gün ile bugün arasındaki fark bu olsa gerek.”

***

‘Kim haklı, kim haksız’ değil derdim.

Bilinsin istiyorum sadece.

Daha çok konuşalım ki, daha çok insan daha çok farkına varsın.

DİĞER YENİ YAZILAR