Başlıktaki sorunun yanıtı “Evet”.
Yalnız bu ‘evet’in hemen devamında çok çarpıcı ayrıntılar var.
Anlatayım…
**
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin en can alıcı adreslerinin başında hiç şüphesiz, Genelkurmay Karargâhı geliyor…
O gecenin üzerinden geçen bir hafta içinde karargâhın güvenlik kameralarının kayıtlarından kamuoyuna herhangi bir görüntü yansımadı. İşte bu nedenle de, darbeci kadronun o gecenin kamera kayıtlarını ortadan kaldırdığını iddia edenler var. Yani Genelkurmay Karargâhı’nda o 15 Temmuz gecesine ilişkin kayıt bulunmadığı iddia ediliyor.
**
Bu iddia gerçeği yansıtmıyor.
Fakat bir kısmıyla da doğruluk payı var.
Şöyle ki…
Emniyet subaylığındaki hard diski tank parçaladı
Her zaman olduğu gibi o gece de Karargâh’ın sorumluluğu, emniyet subayında. Emniyet subayı bir yarbay. Onunla birlikte bir de Nöbetçi Amiri var. Yine bir yarbay.
Askeri kaynaklar, bu iki yarbayın da cuntacı kadrodan olduğu bilgisini veriyor.
Zaten, Genelkurmay Başkanı’nın makamını basan timlerin karargâha girişini de Emniyet Subayı sağlamış…
Aynı şekilde, birkaç yüz metre ötedeki Kara Kuvvetleri Karargâhı’nın o akşamki emniyet subayının da darbecilerden olduğu söyleniyor.
Askeri yetkililer, hemen bütün birliklerde 15 Temmuz’un nöbet listelerinin tamamen cuntacı ekip tarafından şekillendirildiğine de dikkat çekiyorlar.
**
15 Temmuz gecesi, Genelkurmay Karargâhı’nın bahçesine üç tank giriyor.
İlk tank, Karargâh’ın güney nizamiyesinin hemen yanındaki duvarı yıkarak giriyor bahçeye. Yaya üst geçidinin ayağının bulunduğu yerden… Ardından da diğerleri…
Bu gelişmenin hemen ardından, darbe girişiminde bulunan kadroda yer alan emniyet subayı, kendisinin de görev yaptığı birimdeki izleme odasına gidiyor.
Emniyet subayı yarbay, karargâhın güvenlik kameralarından gelen görüntülerin izlendiği ekranlarla dolu olan bu odadan, görüntülerin kaydedildiği hard diski söküyor ve birlikte hareket ettiği bir astsubaya verip imha etmesini istiyor.
O astsubay da hard diski alıp bahçeye çıkıyor ve cihazı bahçedeki tanklardan birinin paletlerinin altına atıyor.
Kamera görüntülerinin kayıtlı olduğu hard disk, tank paletlerinin altında parçalanıyor yani.
(Bu işlemi yapan kişinin de, tutuklu Tümgeneral Mehmet Dişli’nin emir astsubayı olduğu ve olay gecesinin ardından, Pazartesi günü sivil kıyafetle geldiği Genelkurmay Karargâhı’nda gözaltına alındığı konuşuluyor askeri kulislerde.)
İstihbarat Başkanlığı’nda da kayıt tutuluyordu
Genelkurmay Karargâhı’nda o gece nöbetçi olan emniyet subayı yarbay ile bahse konu astsubay kayıtları bu şekilde imha ediyor. Devamında da o odada kayıt alınamıyor elbette.
Karargâh’ta o gecenin kayıtları olmadığı yönündeki söylentinin kaynağı da muhtemelen bu imha operasyonu.
Ancak o iki darbeci personel gibi bu iddiayı dillendirenlerin de gözden kaçırdığı çok önemli bir detay var.
VATAN’ın ulaştığı bilgilere göre, Genelkurmay Karargâhı’ndaki güvenlik kameralarından gelen görüntüler, aynı zamanda İstihbarat Başkanlığı bünyesindeki bir odadan da kayıt altına alınıyor.
Dolayısıyla, emniyet subaylığından sökülüp tank paletleri altında imha edilen hard disk tek kopya değil. Eş zamanlı olarak, binadaki kozmik odaların birinde daha kaydediliyor bütün görüntüler. Hatta kimilerine göre, en az birinde…
Yani o gecenin kayıtları halihazırda Genelkurmay’ın elinde var ve saniye saniye incelenmeye devam ediliyor.
“Bir kısmı eksik” iddiası
Güvenilir kaynaklar, konuyla ilgili olarak yukarıdaki bilgileri verirken, bir başka iddia da, o gecenin kamera görüntülerinin imha edilen kısmının kopyasının bulunmadığı yönünde.
Bu iddianın sahipleri, cuntacı kadroda yer alan ilgili birimlerde görevli personelin, kayıtların bir kısmını imha ettiğini, bir kısmını da yanlarında götürdüğünü öne sürüyor.
Kayıtların noksan olduğunu savunanlara göre, belli bölümleri eksik de olsa, güvenlik kamerası kayıtlarının büyük oranda elde olduğunu söylüyorlar.