“Muhalefet referandum sonuçlarına itiraz ediyor ama ‘Evet’ çıkmış olması en çok onların işine gelecek çünkü...”
Cümlenin devamını ve çok daha fazlasını birazdan aktaracağım.
***
TBMM’de grup toplantıları vardı dün. Siyaset kulislerinin doğal olarak tek gündem maddesi 16 Nisan’da sandıktan çıkan sonuç ve ‘Türkiye’nin bundan sonrası’ydı.
Pazar akşamından bu yana çok kişiyle konuştum ama dün sohbet ettiğim Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilinin söyledikleri dikkat çekiciydi.
***
Yazının başında yarım bıraktığım cümlenin sahibi AK Parti’nin önemli isimlerinden biri. Şimdi o “çünkü”den sonrasını aktarayım...
***
İktidar partisi milletvekili şunları söyledi baş başa sohbetimizde:
- Cumhuriyet Halk Partisi referandum sonuçlarının meşruiyeti sorguluyor, YSK’ya iptal başvurusunda bulunuyor ama sanırım şunun farkında değiller. 16 Nisan’da sandıktan çıkan ‘Evet’ aslında en çok onların işine gelecek çünkü eski sistemde iktidara gelmesi neredeyse imkansız olan CHP için şimdi bu imkân doğmuş oldu.
- Muhalefet, önümüzdeki ilk seçimde (2019) olmasa bile bir sonraki seçimde iktidara gelebilir ve yine yeni sistem sayesinde mevcut devlet bürokrasisini de 15 gün içinde değiştirebilir. Eski sistemde, iktidara gelse bile CHP’nin kendi bürokratik kadrosunu kurması yıllar alırdı.
- Oy oranı en fazla yüzde 25’lerde olan CHP şimdi bu sistemde akıllı bir yol izler, doğru bir ismi cumhurbaşkanı adayı olarak belirlerse ilk turda olmasa bile - artık iktidarı ele geçirebilir. 2019’da değilse bile bir sonraki seçimde, ilk turda muhtemelen her parti kendi adayıyla girer. Eğer Tayyip Erdoğan ya da AK Parti’nin adayı bir şekilde ilk turda yüzde 50’nin üzerinde oy alamazsa, işte o zaman muhalefet en çok oyu alan ikinci aday üzerinde uzlaşarak iktidara gelme imkânını yakalayabilir. Belki tek başına değil ama ortak aday üzerinde kuracağı akılcı ve halkı ikna edebilecek bir ittifak ile bu mümkün.
- En az bu kadar önemli olan diğer nokta da, dediğim gibi, kendi bürokratik kadrosunu oluşturabilme olanağı. Bakın biz 2002’de iktidara geldikten sonra nasıl bir bürokrasi direnciyle karşılaştık herkes biliyor. 14 yılı aşkın süredir, üstelik hep tek başımıza iktidar olmamıza rağmen kendi bürokrasi yapımızı, kadromuzu belki de daha yeni oluşturabildik. Oysa yeni sistem, iktidara gelecek olanın devlet yönetim kadrolarını kısa süre içinde değiştirebilmesine olanak tanıyor. CHP iktidara gelirse ve eğer isterse, AK Parti’nin bürokrasi kadrosunu 15 günde baştan aşağı değiştirmesi mümkün.
- Biz 16 Nisan sandığını milletin önüne koyarak, muhalefete bahsettiğim bütün bu imkânları kendi elimizle vermiş olduk. Burada bir yanlış ya da hata da görmüyorum. Türkiye artık farklı vesayet odaklarının güdümünde olmayacak. Millet kime oy verirse, Türkiye’yi artık o yönetecek. Olması gereken de bu. Millet bizi seçerse biz, başkasını seçerse o kişi ve parti. Muhalefet durumu bu pencereden görürse, onlar için de, ülke için de herşey daha kolay ve daha güzel olacak.
***
Dediğim gibi... AK Parti’nin önemli milletvekillerinden birinin bu bakış açısı ve işte bu anlattıkları dikkat çekici geldi bana.
Aktarayım, bilin istedim...