Erdoğan ne diyecek? Ankara neler konuşuyor?

Haberin Devamı

Suriye ile yaşanan tarihi kriz konusunda herkes, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın (bugün) partisinin Meclis Grup toplantısında yapacağı konuşmayı bekliyor.

Bu yazının o konuşmadan yaklaşık 18 saat önce kaleme alındığı notunu düşüp başlayayım...

Grup konuşmasının muhtemel içeriği

Başbakanlık çevrelerinden aldığım bilgileri derlediğimde ortaya çıkan tabloyu şöyle özetleyebilirim:

- Erdoğan’ın grup konuşması, ‘süreç ile ilgili genel bir değerlendirme’ niteliğinde olacak. Başbakan aynı zamanda da, mevcut krizin nasıl yönetileceğine ilişkin perspektifi ortaya koyacak.

- Yaşanan süreçte Türkiye, ne Suriye’den gelen açıklamalar, ne de bir başka ülkenin değerlendirmeleriyle ilgileniyor. Tayyip Erdoğan, bu bağlamda, Türkiye’nin kendi yol haritası olduğunu vurgulayacak.

- Ankara, ‘düşürülen uçak krizi’ndeki politikalarını; sakin, sağ duyulu, akılcı ve uluslararası toplumu yanında tutarak belirleyecek ve Erdoğan bu hakeret tarzına kamuoyundan da destek beklediğinin altını çizecek.

Muhalefete bakış ve beklenti

- İktidar kaynakları, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın olay sonrası art arda görüştüğü muhalefet liderlerinin ilk tavırlarından gayet memnun olduğunu belirtiyor.

- Başbakanlık’ta MHP ve BDP genel başkanlarının davete icabet edip o masada yerlerini almalarının olumlu bir gelişme olduğu görüşü hakim.

- Muhalefetin tutumuna ilişkin tek istisna, CHP’den gelen, “Suriye ile bu noktaya nasıl geldik, ona bakılmalı” şeklindeki açıklama. Kılıçdaroğlu’nun bu demecine kadar, Erdoğan cephesindeki bakış genel olarak çok olumluymuş.

- Hükümet kanadı, “Muhalefetin, ‘Bir defa olgun davrandık, bir daha davranmayız’ demesi olmaz. Bu sürecin sonuna kadar aynı olgunluk ve işbirliğini sergilemelerini bekliyoruz” diyor.

Erdoğan’ın grup konuşmasında ‘muhalefet’ başlığında vereceği mesajların işte bu minvalde olması bekleniyor.

Neden parti grup toplantısı?

Tayyip Erdoğan, Suriye ile yaşanan kriz ile ilgili ayrıntılı açıklamaları neden partisinin Meclis Grup toplantısında yapıyor? Yani neden Başbakan sıfatını öne çıkartmak yerine, iktidar partisi genel başkanı olarak çıktığı bir kürsüden konuşmayı tercih ediyor?

Erdoğan’a yakın kaynaklar bu soruya tepki gösteriyor:

“Böyle kritik bir konuda zarfa değil mazrufa bakmak lazım. Nerede konuştuğunun ne önemi var? Her şey bitti, bir bu mu kaldı eleştirilecek? Şu sancılı ve hassas süreçte bunlarla mı ilgileneceğiz?”

Münferit ve aptalca bir hata mı?

Gelelim, aynı konuda, Ak Parti Grup konuşmasının dışındaki başkent notlarına...

Türk jetine uçaksavar ile ateş açmak ve savaş uçağını düşürmek, Suriye silahlı güçlerinin içinden bir grup ya da birkaç kişinin imza attığı münferit bir hata olabilir mi?

Hükümete yakın isimlerin bu soruya verdiği yanıt çok net.

“Kimse Türkiye’den buna inanmasını beklemesin!”

Aynı kaynaklar şöyle devam ediyor:

- Yapılanın aptalca bir hata olduğunu söyleyen varsa... Diyelim ki bu mümkün... Ama asıl mesele şu: Esed rejiminin son dönemde yaptığı ne aptalca değil ki? Bizdeki bilgilere göre Suriye, hava savunma sistemini yeni kurmuş. Tecrübesi ve bilgisi eksik olabilir ama Şam’ın uzun süredir yaptığı hiçbir şey akıllıca değil ki.

Uluslararası derin güçlerin bir tezgahı mı?

Suriye’nin bir Türk savaş uçağını düşürmesi, Türkiye’nin bu ülkeye savaş açmasını isteyen ve hedefleyen ‘karanlık dış güçler’in bir planı, bir oyunu mu?

Başbakanlık çevrelerinde bu ihtimale hiç itibar edilmiyor. Genel kanı;

- Batılı ülkelerin Türkiye üzerinden herhangi bir manevra yapacak durumda olmadıkları,

- Böyle bir çatışmadan kısa vadede de olsa somut bir çıkarları olmayacağı,

- Bölgesel konjonktür de düşünüldüğünde bu olasılığın geçerli olmadığı yönünde.

Bu olay Mavi Marmara’dan çok farklı

Mavi Marmara baskını sonrası, Türkiye’nin İsrail’e gösterdiği tepkinin boyutu, şiddeti ve sürekliliği herkesin malumu.

Suriye’den ise ne tazminat talebi var, ne özür...

Bu durumu hatırlattığımızda, hükümet kaynaklarının yanıtı net:

- Yaşanan süreç, Mavi Marmara’dan birçok açıdan çok farklı. İki konuyu bir arada değerlendirmek, birbiri ile kıyaslamak yanlış olur. Uçağımızın vurulup düşürülmesi konusunda; Türkiye’nin tepkisi de, söylemi de, eylemi de Mavi Marmara olayından sonra İsrail’e yönelik tepki, söylem ve eylemlerden çok farklı olacak.

KEŞKE...

Biz gazeteciler, bilmediğimiz konularda; sormadan, öğrenmeden yazmasak...

DİĞER YENİ YAZILAR