Demek ki yargı da eleştirilebiliyormuş

Haberin Devamı

Almanya’da başlayan Neo-Nazi davasını biliyorsunuz. “Almanya’nın Ergenekon”u diyenler bile var...

Nasyonal Sosyalist Terör Hücresi üyesi 5 zanlı, 2000, 2007 yılları arasında 10 kişiyi (8 Türk, 1 Yunan ve 1 Alman) öldürmek suçlamasıyla yargılanıyorlar.

Davanın başlaması ile birlikte Alman medyasında, mahkeme heyeti ve sanık avukatları hakkında yapılan yorumları gördünüz değil mi?

Başta ülkenin en önemli gazetelerinden Bild olmak üzere hemen tüm yayın organları demediğini / yazmadığını bırakmadı daha ilk günden.

Bakıyorum; Almanya’da kimse, hatta bizim medyadan hiç kimse çıkıp, “Bild ve Alman medyası, bağımsız Alman yargısını etkilemeye, baskı altına almaya çalışıyor” demedi.

Demek ki...

Kamu vicdanına sığmayan yöntem ve tavırlar sergilediğinde, yargı da eleştirilebiliyormuş.

Cumartesi Beşiktaş’ta yaşananlar

Beşiktaşlılar, tarihi BJK İnönü Stadı’na veda etti cumartesi akşamı.

Maç öncesi, Beşiktaş’ta olan neredeyse herkes ‘biber gazı’na hedef oldu.

Çocuk, yaşlı, hasta, hamile; binlerce masum insan acı çekti, mağdur oldu.

Şimdi...

İstanbul Valiliği ve Emniyeti’ne (cevap verilmesi hâlinde bu köşeden duyuracağım) çok basit birkaç sorum var:

1. Motosikletli polis memuru (Yunus) neden havaya ateş açtı?

2. Havaya ateş açılmasını gerektirecek bir durum vardı ise bu ortamı yaratan taraftar ya da eylemcilerden gözaltına alınan kimse var mı?

3. Havaya ateş açılmasını gerektirecek bir durum yoktu ise tetiğe basan memur hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı?

4. O gün Beşiktaş’ta kullanılan biber gazı miktarı nedir ve gaz kullanımının bu denli sıradanlaşması normal midir?

5. Polis o gün Beşiktaş’ta orantısız güç kullanmış mıdır?

6. Polisin (genel prensip olarak) orantısız güç kullanması, kolluk kuvvetlerine yönelik toplumsal algıyı nasıl etkiler? Bu tip müdahaleler sonrası insanlar (özellikle de çocuklar) can ve mallarının güvencesi olarak görmeleri gereken polise sempati mi duyar, antipati mi?


FB-GS,İsrail-Filistin

Mart sonunda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte Kudüs’teydik.

İsrailli ve Filistinli iş adamları, akşam yemeğinde Hisarcıklıoğlu’nun masasında bir araya gelmişti.

Yemekte söz alan, İsrail iş dünyasından önemli bir isim aynen şöyle demişti:

- Türkiye ve Rifat Bey çok önemli bir iş başardı. Bizi aynı masada buluşturdu. Bu çok önemli çünkü çok zor bir işti. Fakat sanırım, biz İsrailliler ile Filistinlilerin bir araya gelmesinden bile daha zor olan bir durum var, o da sizin ülkenizde Fenerbahçeliler ile Galatasaraylıların buluşması.

Pazar günü Kadıköy’de oynanan derbi öncesi yaşanan tartışmalara bakınca bu anekdot gelmişti aklıma.

“İsrailli iş adamı sanırım haklı” diye düşünmüştüm.

Maç sonrası ise şimdi “İsrailli iş adamı kesinlikle haklı” diye düşünüyorum.


KEŞKE...

Kendi ‘doğru’larımızın yanı sıra evrensel ‘gerçek’lere de değer versek.

DİĞER YENİ YAZILAR