CHP İstanbul Milletvekilleri Umut Oran, Kadir Gökmen Öğüt, Celal Dinçer ile Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, dün Metris’te, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ı ziyaret etti.
Saat 10.00’da cezaevine giren vekillerin Yıldırım ile yaptıkları ‘açık görüş’, yani yüz yüze görüşme üç saat civarında sürdü.
Umut Oran’ı aradım. Yaklaşık 20 dakika konuştuk ziyaret ve konuya ilişkin. İşte CHP’li Oran’ın hem konuya bakışı hem de Aziz Yıldırım ile yaptıkları görüşmeden ayrıntılar... Başlık başlık ve yorumsuz...
Yıldırım gündemi çok yakından takip ediyor
- Öncelikle Aziz Yıldırım’ı, gayet moralli ve sağlıklı gördüm. Günlük olayları düzenli ve çok yakından takip ediyor. Resmin arkasına bakabiliyor.
- Doğrusu ben Aziz Yıldırım’ın neyle suçlandığını anlamadım. Kendisi de bilmiyor, şaşkın. Ama kendine güveniyor. Ortada bana göre de somut bir delil yok. Baştan söylenenler, açıklanmış olan birçok unsur, iddianamede yer almadı. Tutarlılık yok...
- Ben buna “Sözde şike davası” diyorum çünkü mesela Aziz Yıldırım şikeden değil, çeteden yargılanıyor. Hatta neden yargılandığı tam olarak belli bile değil...
Davanın arkasındaki ‘Majeste’ kim?
- Ergenekon, Balyoz ve Odatv davaları gibi “Şike davası” olarak anılan bu davada da, çok ciddi hukuksuzluk ve insan hakları ihlalleri var. Ben bu davayı da ilk günden beri takip ediyorum.
- Şike davasında duruşmalar yeni başlamasına rağmen, sonuçta bu insanlar yaklaşık dokuz aydır içeride yatıyorlar. Biz, diğer davalar gibi bu davayı da takibe alıyoruz. Hukukun adil, eşit ve hızlı bir şekilde işlemesi için mücadele vereceğiz.
- Bu davadaki temel insan haklarının ihlali noktasının masaya yatırılması için ben Meclis’e bir araştırma komisyonu kurulması için başvurdum.
- Bunun arkasında nasıl bir güç var? İktidar mıdır, dini referans olarak kullanılan bir takım güçler mi var? Bilmiyoruz ama bildiğimiz, kesin olan bu davada da bir hukuksuzluk var.
- Bakın ben Galatasaray’da futbol oynadım. Konuyu kulüpler, futbol, hatta siyaset üstü görüyorum. Burada bir operasyon olduğu ortada ve bu her zaman her kulübün başına gelebilir.
- Türkiye’de, “Majesteleri’nin hukuku” var. O majeste kimdir? Recep Tayyip Erdoğan mıdır, Amerika’daki şahsiyet midir? The Cemaat midir? Doğrudan Amerika mıdır? Biz bunu bulmak zorundayız.
Davayı Avrupa’ya taşımak istiyorum
- Süreçte bir sıkıntı var. Başından beri zamanlamalar dikkat çekici. “Var” demiyorum ama bu işin içinde teşvik ya da şike varsa bile yargılama yöntemi bu olmamalı. Şike konusunu Avrupa’nın dikkate almasını sağlamak istiyorum. Bu davanın bir şike davası olmadığı ortada. Ne olduğu belli değil.
- 25 milyon taraftarı olan güzide bir kulübün başkanı yargılanıyor. Futbolun kimyasıyla oynadılar. Fenerbahçe ve Türk futbolu üzerinden elde edilen bir rant var. Reyting var... Ve bu davaya işte bu pencereden de bakılması gerektiğini düşünüyorum.
- Venedik Komisyonu Başkanı, AİHM, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu... Avrupa Birliği’nden, özellikle de son dönemde, Türkiye’deki bu özel yetkili mahkemelerle ilgili çok ciddi eleştiriler var.
- Avrupa, mesela Balyoz davasına baştan nasıl mesafeli duruyordu. Ama süreç ilerledikçe, savunmalar, beraatler geldikçe, aynı Avrupa, şimdi Balyoz’u mercek altına aldı.
- Biz bu dava ile ilgili olarak, bugün Aziz Yıldırım ile yaptığımız görüşmeye de yer vererek bir rapor hazırlayacağız. Bu rapor doğrultusunda da bir eylem planı çıkartacağız ortaya.
- Bu dava bana kalırsa; belki uzayacak ama bu işin sonunda hiçbir şey olmayacak. İçi boş, önceden planlanmış bir dava bu ama bir yere varmayacak. Ben bu ‘sözde şike davası’nı böyle görüyorum.
Yukarıdaki sözler, değerlendirmeler, yorumlar ve beyanlar CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’a ait...
Ağzından çıktığı gibi...
Özellikle yorumsuz aktardım Oran’ın telefonda sorularıma verdiği yanıtları.
Çünkü;
Bir milletvekilinin, Metris Cezaevi’nde, ‘Şike Davası’sının (iddianamedeki iki ama kamuoyunun gündemindeki bir numaralı) sanığı Aziz Yıldırım ile yaptığı görüşmenin ardından söylediklerinin önemli olduğunu ve arşivde, ‘olduğu gibi’ yer alması gerektiğini düşündüm.
KEŞKE...
Karşımızdakilerden görmeyi beklediğimiz anlayışın yüzde birini karşımızdakilere çok görmesek...