Haberin Devamı
“Abi” dedi genç polis...
- Biz de insanız.
“Tabii ki” dedim.
- Aksini iddia eden mi var?
- Yok da... Biz Çevik olarak insanlıktan çıktık be abi.
Hemen söyleyeyim, bu 5 satır, ‘hayali’ bir diyalog.
Ama...
Bakın Çevik Kuvvet Polisi’nin (kendi açısından) durumu ne?
Polis açısından, biber gazı kullanımının asıl amacı, uzun ve yorucu mesai saatlerinin yarattığı yıpranmayı bir nebze hafifletmek.
Çünkü polise göre eylemci bir kalabalığa karşı biber gazı kullanırsan, topluluk hemen dağılır, amir memur normale döner.
Bugüne kadar da hep böyle oldu aslında. Doğru yani.
Bu sefer farklı ama... Polis biber gazını kullandıkça kitle hem daha çok bileniyor hem de çoğalıyor.
Görünen o ki, polisin asıl sorunu ‘iç kanama’.
Çevik Kuvvet Polisi’nin asıl derdi, kanayan yarası kendi içinde. Kimsenin bilmediği, kimsenin ilgilenmediği sorunları var polisin:
Eylemcilerin karşısına çıkan ‘Çevikçi’lerin çoğu belki de, üç gün öncesine kadar birlikte görev yaptığı devre arkadaşının ‘bir şekilde’ KOM’a (Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele) ya da Narkotik’e gitmesine duyduğu tepkinin yarattığı hırsla hareket ediyor.
‘Hayali diyalog’ var ya yukarıdaki...
Biraz daha devam edeyim. Yine ‘hayali’ dedi genç polis:
- Bizim devreden bazı arkadaşlar adamını bulup, torpili koyup Kaçakçılık’a, Narkotik’e geçti.
“Pekiyi” dedim.
- Ama bunun konuyla ne ilgisi var?
- Var abi. Çok ilgisi var. O şubelere giden arkadaşlarımız taltif alıyor. Biz ise işte buralarda, bu hâldeyiz. İnsan isyan ediyor.
- ‘Taltif’ nedir? Onlar daha rahat koşullarda çalışıp, sizden daha mı çok maaş alıyor?
- Çevik kaç gündür hangi koşullarda çalışıyor ortada. Mesela (taban maaştan) birer maaş taltif verilebiliyor bizde böyle ekstra efor sarf edilen görevlerde. Bunun örnekleri var başka şubelerde. Biz işin hamallığını, riskli kısmını yapıyoruz, ama taltifler başka şekillerde, başkalarına gidiyor.
- Çalışma koşullarınızın zorluğunu kabul ediyorum ama bu durum orantısız güç kullanımına bahane olabilir mi?
- Abi akşam yemek saati 7’dir, 8’dir değil mi?.. Geçen gece saat 01.30’da geldi kumanya. O saate kadar aç beklenir mi? Yiyoruz tabii dışarıdan. Hepimiz en az 100-150 Lira içeri girdik şu bir haftada. Bir de o kumanyanın parası bizden kesiliyor biliyor musun? Sosyal hizmet yardımı olarak. Yani bir de üste para veriyoruz. Sabaha karşı görev bitti, eve gideceğiz, servis yok mesela. Uzak semtlerde oturan arkadaşlarımız birleşip taksi tutmak zorunda kalıyor.
- Bunların hepsi tamam ama yine de bütün bunların acısını eylem yapan vatandaştan çıkartmanız kabul edilebilir mi?
- Mantıklı düşününce tabii edilemez ama dedim ya abi, biz de etten kemikteniz. İnsanlıktan çıktık. Zaten evdeki eşini, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun. Maaşını ayrı düşünüyorsun, taltifini ayrı, göstergesini, emekliliğini ayrı. Bu yüzden ‘sendika’ istedik bir ara. Pek gündeme gelmedi ama sendika talebimiz kabul edilmediği gibi, ibreti âlem olsun diye, bazı arkadaşlarımız teşkilattan ihraç edildi.