Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne düştü yolum geçen hafta.
Ankara’da, Çankaya Kaymakamlığı’na bağlı bu birimin çalışmak zorunda kaldığı fiziksel koşulları görünce, bu yazıyı yazmak şart oldu.
Tüketicinin ‘sorun’larına çözüm bulmak üzere kurulmuş olan birimler, kendi ‘sorun’larına çare arar durumda.
Çankaya için rakamlar ve vaziyet şöyle:
- 2012 yılındaki başvuru sayısı, yaklaşık 42 bin.
- Başvuruların yüzde 70 - 80’ini bankalar hakkındaki şikâyetler oluşturuyor. Bunları elektronik ürünler ve iletişim abonelikleri ile ilgili problemler izliyor.
- Bu yıl, 15 Mart itibariyle yapılan başvuru sayısı 9 bin 713.
- Yasaya göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin, yapılan başvuruları 3 ay içinde sonuçlandırması gerekiyor ama örneğin Çankaya Hakem Heyeti, şu anda daha geçen yılın eylül ayında verilen dilekçeleri işleme koymakta.
- Çankaya Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin çalıştığı eski binada dosyaları koyacak yer kalmamış. Binlerce dosyanın istiflendiği odalardan biri ‘asma’ ve çökme tehlikesi ile karşı karşıya.
- Günde ortalama 200 başvuru dilekçesinin verildiği merkezde; kadrosu Çankaya Belediyesi’nde olan, 5’i raportör, 3’ü işçi, toplam 8 kişi, geçici görevle çalışıyor.
Yani sonuç olarak...
Eğer önlem alınmazsa; yargının iş yoğunluğunu azaltmak maksadıyla kurulan yapı yakında, ‘iş yoğunluğu ve yetersiz personel’ sebebiyle kilitlenecek gibi görünüyor.
Algı yönetimi nedir?
Pazar günü Kanaltürk canlı yayınında, “Algı ile olgu arasında ciddi farklar var” dedi Adalet Bakanı Sadullah Ergin.
Bakan haklı. Üstelik sadece görev alanındaki konulara ilişkin olarak değil, gündemdeki hemen her konuda geçerli bu durum.
Algı, olgunun hep önünde.
Ve gündem de, ‘olgu’dan ziyade, ‘algı’ya göre şekilleniyor.
Zaten bunun için modern dünyada, ‘algı yönetimi’ diye bir kavram var.
Algıyı yönetmek, gündemi de yönetmek/yönlendirmek demek çünkü.
Yalnız bu noktada gözden kaçırılmaması gereken, ‘algı (ya da algılama) yönetimi’ kavramının çıkış noktası.
Şöyle ki...
“Algılama yönetimi kavramı ilk kez ABD Savunma Bakanlığı tarafından kullanılmıştır. Pentagon’un algı yönetimi tanımı şöyle:
- Algılama yönetimi, yabancıların her seviyedeki istihbarat birimleri ve liderleri de dâhil olmak üzere, bu ülkedeki geniş kitleleri kendi (ABD) hedefleri doğrultusunda tavır almaları ve resmi adımlar atmalarının sağlamak amacıyla, seçilmiş bilgi akışını ve somut belgeleri yönlendirerek ya da reddiyesini oluşturarak, kitlelerin hislerini, güdülenmelerini, düşünce sistemlerini etki altına almaya çalışmak için yürütülen eylemlerin tamamıdır.
- Algılama yönetimi, çeşitli yolları kullanarak, gerçekleri yansıtma, operasyon güvenliğini sağlama, gerçeği gizleme ve çarpıtma, psikolojik operasyonları yönetme gibi unsurların bileşkesinden oluşur.
- Bu tanımdan hareketle algılama yönetimi; yabancı ülkelerdeki hedef kitlenin, görüşlerini etkilemek için yapılan aktivitelerin tamamını içerir.”
Bilin istedim...
KEŞKE...
Zarfa baktığımızın yarısı kadar mazruf ile de ilgilensek.