“Gelecek kazandı, Türkiye kazandı.”
Sare - Ahmet Davutoğlu çiftinin, seçim sonuçları için attığı manşet bu.
***
Uzun seçim gecesinin sonu...
Tarih, Kasım’ın 1’inden 2’sine dönmüş... Yeni günün ilk saatleri...
Saat 01.36.
Yer, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nin 2’inci katı. Yani ‘balkon’ katı.
Seçimden zafer ile çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, balkon konuşmasını tamamlayıp içeri giriyor. Eşi Sare Davutoğlu ve Basın Müşaviri Osman Sert ile birlikte, kendisini bekleyen biz 4 gazetecinin yanına geliyor.
Hiç uyumadan 3 gün çalışabilirim
Seçimden 2 gün önce, 30 Ekim Cuma akşamı, Konya’daki evinde bir aradaydık Davutoğlu çifti ile.
1 Kasım öncesi son mesajlarını orada almıştık Başbakan’ın. Ve şimdi, seçimin ardından ilk mesajları için karşısındaydık.
İlk izlenimim; gözlerinin içi gülüyordu Ahmet Davutoğlu’nun.
“Eğer size Konya’da görüştüğümüzde bu oranı söylesem ne derdiniz” diye başladı söze.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, “Ben şaşırırdım, yüzde 49’a” dedi.
Başbakan, Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu’na döndü ve “Hatırlıyor musunuz Mustafa Bey, sessiz çoğunluktan bahsetmiştim... O değiştirecek ibrenin yönünü dedim. O sessiz çoğunluk işte bu sonucu ortaya koyan” diye sürdürdü sözlerini.
Serpil Çevikcan sordu:
- Neler hissediyorsunuz? Yorgun musunuz?
Davutoğlu gülerek yanıtladı:
- Yok. Şu anda hiç uyumadan 3 gün çalışabilirim.
Anahtar ‘samimiyet’ oldu
Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin, “Bu sonuçlarda sizce hangi faktörler etkili oldu” sorusuna Davutoğlu’nun yanıtı şöyle oldu:
- Birçok faktör ama bence asıl, samimiyet. Millet samimi olarak kimin bu ülke için gayret sarf etmeye hazır olduğunu, kimin fedakarlık yapmaya hazır olduğunu, kimin bu anlamda birikimini ortaya koymaya hazır olduğunu gördü. Bence milletin fark ettiği, samimiyet oldu. Şu 4 ay, bir tarih içinde bir test tüpüydü, bir laboratuvardı. Bazen laboratuvara girersin, bir mekandır; bazen de bir süreç, tarih içinde bir laboratuvardır. 4 ay, o kadar çok şey ortaya koydu ki... Millet o derin irfanı ile istikrarın önemini fark etti. İkincisi, AK Partisiz bir siyasi gelecek tasavvurunun imkansız olduğunu fark etti. Üç; bizim samimi olduğumuzu gördü. 7 Haziran’dan itibaren bir karamsarlık, ümitsizlik havası vermeye çalışanlar oldu. Ben o dönem de, bu balkondan, “Başınızı kaldırın” demiştim. İşte başlarını kaldırdılar.
Davutoğlu çiftinin manşeti
Yeniden tek başına iktidara gelen Ak Parti’nin lideri Davutoğlu, muhalefete bir çağrı da yaptı, “Geçmişi geride bırakalım” dedi özetle. Yeni dönemde yeni bir dil ve yeni bir uzlaşı atmosferi istedi.
Böyle önemli, tarihi anlarda, biz gazetecilerin başvurduğu bir yoldur... Bu durumu hatırlatıp sordum Başbakan’a:
- Bizim yerimizde siz olsaydınız... Yarına atacağınız manşet ne olurdu?
Gülmeye başladı Davutoğlu...
O düşünürken, yanından geldi cevap. Sare Davutoğlu, “Türkiye kazandı” dedi.
Başbakan, eşinin manşet önerisini beğendi ve bir de ek yaptı:
- Herhalde güzel bir başlık olurdu, evet. “Gelecek kazandı” derdik. “Türkiye kazandı, gelecek kazandı.”
***
Başbakan’ın eşi bir tıp doktoru, malum. Bir hekim olarak sağlığı önemseyen bakışı, vedalaşırken bizlere söylediklerinde de öne çıktı:
- Sizler de çok yoruldunuz bu dönemde. Bizim gibi sizler de çok çalışıp, çok uykusuz kaldınız. Şimdi siz de dinlenin biraz...
Sare Davutoğlu’nun bu tespit ve tavsiyesine “Umarım” dedim. Seçimin hemen ardından oluşacak, hatta şimdiden oluşan, yeni ama yine yoğun gündem sebebiyle pek umutlu olmasam da...