Dün öğle saatleri...
Başkent’in Sıhhiye semtinde, Ankara Adliyesi’nin önünde, polis bir şüpheliyi karakola götürdü.
Bir süredir takip edilen kişi ifadesine başvurulmak üzere alınırken asıl dikkat edilen, şüphelinin sırt çantasıydı. Son iki haftadır, sırt çantasındaki patlayıcı ile eylem yapılabileceğine dair bir duyum vardı çünkü.
Sırt çantası detaylı şekilde kontrol edildi. Patlayıcı ya da herhangi başka bir suç unsuruna rastlanmadı. İfadesi alınan kişi serbest bırakıldı.
***
Dün öğleden sonra...
Saat 15.15 civarı...
O dakikada Ankara’nın Kavaklıdere semtinde bulunanlar bir patlama sesiyle irkildi.
Atatürk Bulvarı’nın iki yanında yankılandı ses.
Yukarıda Paris Caddesi, Büyükelçilikler bölgesi, Aşağı Ayrancı...
Aşağıda Tunus Caddesi, Bestekar Sokak, Tunalı Hilmi...
Herkesin zihninde aynı soru belirdi aynı anda... O vahim soru: “Yine mi!”
Gergin geçen 15 - 20 dakikanın ardından öğrendik ki, Tunus Caddesi üzerindeki Alman Okulu’nun arkasında şüpheli bir paket gören güvenlik elemanları polis çağırmış. Bomba uzmanlarının fünye ile patlattığı paketten patlayıcı çıkmamış.
Alman Okulu dün kapalıydı.
Çünkü Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği önceki gün bir açıklama yapmış ve yeni terör saldırıları olabileceği ihtimali üzerine, okul ve kreşler de dahil Ankara’daki Alman kuruluşlarını geçici bir süre için kapatılmıştı.
Sosyal hayat
Çankaya bölgesinde bulunan, Başkent’in birçok ünlü restoranında, kafesinde işler çok kötüydü önceki akşam.
Hafta içi ortalamasının çok altındaydı dolu masa sayısı.
Sıradan bir öğlenden bile az insan vardı birçok mekanda.
“İnsanlar evinden çıkmak istemiyor” dedi kafe sahiplerinden biri.
Bir restoran sahibi, “Terör olaylarının ardından ilk bir hafta bıçakla kesilmiş gibi oluyor işler” diye ekledi. Sonradan, yavaş yavaş eskiye dönüyormuş müşteri sayısı.
***
Ankara’nın tanınmış müteahhitlerinden biriyle karşılaştık dün...
Ofis ve konutlardan oluşan büyük bir projesi var Başkent’te inşaatı devam eden.
“Sizin işlerinizi de etkiliyor mu mevcut ortam” diye sordum.
“Hem de doğrudan etkiliyor” dedi iş adamı ve “Pazar akşamı Kızılay saldırısı oldu, Pazartesi sabah en az on müşterimiz aradı. Almaktan vazgeçtiklerini söyleyip verdikleri kaporanın iadesini isteyen” diye devam etti.
Siyasetçilere tepki
Ankara’da şu son üç gündür kimle konuşsam aynı nokta çekiyor dikkatimi.
Kim olursa olsun...
Yaşananların siyasete malzeme olmasına dönük ortak bir tepki var insanlarda.
İktidar ya da muhalefet fark etmiyor.
Terör üzerinden, ölümler, yaralanmalar üzerinden siyasi hesaplaşma peşinde olanlara herkes karşı.
Birlik, bütünlük istiyor insanlar. Siyasetçilerin birlik, bütünlük içinde hareket etmesini.
Ve can güvenliği istiyor insanlar.
Ölüm korkusu, gelecek kaygısı yaşamak değil.