Haberin Devamı
Bodrum Yalıkavak’ta, dostları ziyarete gittik dün. Hemen yan ev Ali Şen’in. Türkiye’nin gündemindeki hırsız giren meşhur çiftlik evi değil ama.
Ali Baba’nın bir de Gökçebel’de, deniz kıyısında evi var. Bahsettiğim bu ikinci ev.
Baktım, Fenerbahçe eski Başkanı iskelesinden denize girip çıktı.
Yanına gittim.
“Geçmiş olsun...” dedim, “Merhaba,
nasılsınız”dan sonra ilk söz olarak.
Teşekkür etti.
“Sabah yazını okudum” dedi. Sonra da hemen sordu: “Nasıl gidiyor Beşiktaş‘ta işler? Ne
diyorsun?”...
“Zor bir dönem tabii” dedim. “Ama Beşiktaş bu, bu zorlukları da aşar. Aşılacak.”
Çay içmeye davet etti Ali Baba, evine...
Gittik.
Sohbetin ilk konusu, kaçınılmaz olarak en popüler mesele, yani evine hırsız girmesi olayıydı.
“Polis, jandarma, savcılık, istihbarat... Hepsi çalışıyor. Bayağı da bir mesafe kat etmişler. Yakındır olayın aydınlanması” dedi.
Sadece sınırlı sayıda üretilen, ‘limited edition’ Fenerbahçe kol saatini çalmamış hırsız(lar). İki saati daha gitmiş o gece.
“O saatten sadece 100 tane var. 15 numara bendeydi” dedi Şen.
“Çalan ya da alacak olan Fenerbahçeli değilse, bileğine takamaz da o saati” diye espri yapmayı da ihmal etmedi.
Uzun uzun anlattı. Hem olay gecesini, hem sonrasında yaşadıklarını. Çalınan kasanın eve yakın bir arazide parçalanmış şekilde bulunduğunu...
Ama...
“Yetkililer, soruşturmanın selamati açısından, bazı detayların medyada yer almasını istemiyor. Onun için yazmazsan sevinirim” dedi anlattığı bazı ayrıntılar için.
“Tamam” dedim tabii ki.
Priştina’dan gelen telefon
Ali Baba ile 10 dakika kesintisiz sohbet etmek mümkün değil. Telefonu susmuyor. Hele bu ara hiç. “Geçmiş olsun” telefonları art arda geliyor.
O çağrılardan biri Priştina‘dan geldi biz çaylarımızı içerken.
Arayan Fadıl Vorki’ydi.
1990 - 92 döneminde Fenerbahçe‘nin santraforu olan Vokri, bugün Kosova Futbol Federasyonu Başkanı.
Ali Şen de, malum, Prizren doğumlu. Kosova kökenli yani.
Eski futbolcusu, eski başkanını, aynı zamanda memleketlisini arıyordu.
Çünkü...
Dört yıl önce bağımsızlığını ilan eden Kosova,
FİFA’dan, futbolda uluslar arası maç yapabilmek için izin almak için uğraşıyor.
Şen’in devreye girmesiyle o izin, alınma aşamasına geldi. Ancak Sırbistan’ın yanı sıra Hırvatistan da kesinlikle “Hayır” diyor, Kosova’nın kabulüne.
Vokri de telefonda son durumu anlattı Şen’e:
“Ali Baba, FİFA Başkanı Sepp Blatter ile konuştum. Bana, ‘Hırvat Federasyon Başkanı‘nı bir de Ali ararsa iyi olur, belki o ikna eder’ dedi.”
Yugoslavca sohbetin sonunda işte bunu öğrendik.Görünen o ki, Ali Şen’in şimdi bir de Hırvatistan nezdinde lobi faaliyeti yapması gerekecek.
Aziz Yıldırım henüz cevaben aramamış
Sohbetin bir yerinde, aklıma geldi sordum:
“Aziz Yıldırım ile görüştünüz mü tahliyesi sonrası?“
“Hayır” diye cevap verdi Ali Şen.
Şaşırdım.
“Neden?” dedim.
“Ben aradım” diye başladı cevabına.
“Kulübü aradım, galiba numarası değişmiş, bana cep telefonu numarasını verin, arayacağım dedim” diye devam etti.
“Sonra?..” dedim.
“Sonrası... Ne numarayı veren oldu, ne arayan soran... Bilemiyorum artık. Herhalde iletmişlerdir aradığımı. Ben kendisini üç kez ziyaret etmiştim Metris’te biliyorsun. Çıkınca da kulüpten aradım işte; ulaşıp bir ‘Geçmiş olsun’ demek için ama durum bu. Henüz aramadı.”
KEŞKE...
‘Anlayış’ ve ‘sabır’ sadece karşıdakilerden beklenmese.