Akil ‘adam’lar değil, ‘insan’lar

Haberin Devamı

Gündemde, Akil ‘Adamlar’ Komisyonu var.

‘Adamlar’...

‘Kadınlar’a yine yer yok yani.

En azından isminde yer yok kadına.

TÜSİAD gibi...

Türk Sanayicileri ve İş ‘adam’ları Derneği.

Eski başkanı bir ‘kadın’ olan iş ‘adamları’ derneği, TÜSİAD.

Ne tesadüf ki, o eski başkan Ümit Boyner’in adı, bu defa da, Akil ‘Adamlar’ Komisyonu için geçiyor.

Bir ‘kadın’ olarak, iş ‘adamlar’ından, akil ‘adamlar’a...

Sadece bu örnek bile, kurulacak olan komisyonun isminin, “Akil adamlar” değil, “Akil İnsanlar” olması gerektiğini anlatmaya yeter sanırım.

*****


Komisyonda bir de şehit annesi olmalı

Komisyon üyeliği için adı telaffuz edilen tek kadın Boyner değil. Kulislerde seslendirilen başka isimler de var.

Zaten olmalı da...

Hatta...

İş dünyasından, medyadan kadınların yanı sıra, ‘akil’ bir şehit annesi de olmalı aralarında bence.

Duygularına olabildiğince gem vuracak, geçmişteki acı tecrübeleri -doğal olarak- unutmayacak ama asıl kaygıları geleceğe dair olan bir anne.

“Kadınlık = Annelik” diyenlerden, ‘anne’ olmayanı ‘kadın’dan saymayanlardan değilim.

Ama ‘şehit annesi’nin durumu farklı.

Komisyonun görev yapacağı konunun doğrudan tarafı çünkü.

En azından sürecin bu aşamasında görüşünün alınmasını, söz sahibi olmayı fazlasıyla hak ediyor çünkü.

*****


Komutan siz olsanız ne yaparsınız?

Haydi gelin, kendinizi ülkenin güneydoğu sınırındaki bir karakolun ya da bölgede konuşlu bir taburun komutanının yerine koyun.

Birliğinizin bulunduğu noktanın birkaç yüz metre ötesinde bir hareketlilik tespit ediyorsunuz.

Aldığınız görüntüye baktığınızda, 100 PKK’lının o bildik kıyafetler içinde yürüyerek ya da kamyonetlerin kasalarında sınıra doğru gittiğini görüyorsunuz.

Örgüt üyelerinin ellerinde silah yok.

Muhtemelen ülkeyi terk ediyorlar...

Soru şu:

Dürbünün başındaki askere el sallayarak giden bu gruba müdahale edecek misiniz, etmeyecek misiniz?

Ne yaparsınız?..

a) Ateş emri veririm.

b) Askerim ile birlikte ben de el sallarım.

c) Kafamı başka bir yöne çeviririm.

d) Komutanlarımı arar, ne yapmam gerektiğini sorarım.

***


“Bu durumda ne yapılacağı”nın yanıtı şu an için yok.

En azından net, kesin, resmi bir şekilde yok.

Ben bölgede görev yapan bir subay olsam, kafam çok karışık olurdu açıkçası.

KEŞKE...

‘Güven’ ve ‘iyi niyet’ kavramlarının tek taraflı olmayacağını tam manasıyla idrak etsek.


DİĞER YENİ YAZILAR