ABD'den iki önemli not

“Henüz resmi bir randevu belirlenmiş değil ama Cumhurbaşkanımız ile Başkan Obama’nın baş başa bir görüşme yapmama ihtimali neredeyse sıfır.”

Bu ifadeler, Cumhurbaşkanı’nın yakın çalışma arkadaşlarından birine ait.

***

Geçen hafta Salı günü, özel uçak TC-TUR ile Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) giderken, yolda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurmaylarıyla sohbet etme imkanı bulduk.

İstanbul - Washington DC yolunda konuştuğumuz Cumhurbaşkanı yetkililerinden biri, Obama - Erdoğan görüşmesinin gerçekleşeceğinden ne denli emin olduğunu yazının başındaki sözler ile ifade etti.

“İkili görüşme ihtimali neredeyse kesin ama henüz teyitli olmadığı için resmen bir şey söyleyemiyoruz” diyen yetkili, ABD seyahatinin sadece bu görüşme üzerinden değerlendirilmesine de tepkiliydi:

- Neymiş efendim Obama görüşmek istemiyormuş, randevu vermeyecekmiş vs... Bizde bir kesimin bu, kendi ülkesini küçük görme alışkanlığı inanılır gibi değil gerçekten. Dediğim gibi, ikili görüşmenin olmama ihtimali neredeyse sıfır ama velev ki olmadı, ne olacak? Çok mu önemli? Zaten Nükleer Güvenlik Zirvesi toplantıları sırasında bir buçuk günü bir arada, aynı ortamda geçirecekler. Beyaz Saray’da akşam yemeğinde de bir arada olacaklar. Her şekilde görüşecekler zaten.

Haberin Devamı

“Öyle tabii ama ikili görüşme, daha önemli ve dikkat çekici değil mi sizce de? Yani baş başa bir randevunun önemsenmesi doğal değil mi” diye soruyorum.

Gelen cevap şu oluyor:

- Dikkat çekici olabilir elbette ama iki devlet başkanı zaten istedikleri zaman telefonla görüşüyorlar. İletişim kanalları sürekli açık. Benim söylediğim, daha doğrusu rahatsız olduğum, bu konunun adeta bir aşağılık kompleksine dönüştürülmesi. Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi mi ki, ABD Başkanı ile Cumhurbaşkanı’nın görüşmesi bu kadar büyük bir olay olsun? Biraz farkında olalım ülkemizin ağırlığının, büyüklüğünün. Yani Obama - Erdoğan görüşmesi, evet haberdir fakat böyle bir görüşmenin bu ziyaret sırasında yapılmaması bir felaket ya da Türkiye adına bir başarısızlık falan olmaz.

Haberin Devamı

Erdoğan’ın özel hazırlığı

O çok konuşulan ikili görüşme, Obama’nın zirveye katılan liderlere Beyaz Saray’da verdiği yemeğin ardından gerçekleşti.

ABD Başkanı Erdoğan ile yaptığı özel görüşmenin bir gün sonrasında, Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin sonunda bir basın toplantısı düzenledi.

Obama’nın o basın toplantısında Cumhuriyetçi Başkan Adayı Donald Trump için sarf ettiği “Dış politikayı bilmez, dünyayı tanımaz” sözleri Amerikan haber kanalları tarafından flaş haber olarak verildi.

Barack Obama aynı basın toplantısında, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve demokrasi hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine, ‘bu alanlarda bazı sıkıntılar gördüğü, bazı eğilimlerden rahatsız olduğu, bu konuları doğrudan söylediği ve öneride bulunmaya da devam edeceği’ yanıtını verdi.

Amerikan Başkanı’nın bu açıklaması, bir akşam önceki baş başa görüşmede bu konuları gündeme getirdiği ve Erdoğan’a uyarılarda bulunduğu şeklinde algılandı.

Durumun böyle olmadığı, Obama’dan 5 saat kadar sonra ortaya çıktı. Tayyip Erdoğan’ın gezisini takip eden biz gazetecilerle buluşmasında...

Haberin Devamı

Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda yurt dışında karşısına çıkabilecek sorulara cevap niteliğinde detaylı bir dosya hazırlatmıştı.

Cumhurbaşkanı’nın dosyasında sadece Türkiye’deki bazı yayın organlarında yer almış kendisine yönelik hakaret içeren başlıklar bulunmuyordu. Aynı zamanda ABD ve Avrupa liderlerine hakaret ya da küfür edenlere o ülkelerde verilen cezaları da içeriyordu o dosya.

“Obama dün akşam bana bu konuda bir şey söyleseydi, alacağı cevap bu dosya olacaktı ama bu konuyu açmadı” dedi Erdoğan.

DİĞER YENİ YAZILAR