Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ile birlikte İtalya’nın başkenti Roma’dayız.
Roma’da yaptığı açıklamaları birazdan aktaracağım ama önce, Bakan Bozkır ile İstanbul Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda baş başa yaptığımız ayak üstü sohbetten bahsedeyim. O sohbetin konusu, iktidar partisi içinde yaşanan Bülent Arınç - Melih Gökçek gerginliğiydi.
Başbakan’ın müdahalesi yerinde oldu
Volkan Bozkır özetle şunları söyledi yaşanan parti içi gündeme dair:
“Keşke hiç yaşanmasaydı ama oldu. Melih Bey neden öyle bir çıkış yaptı bilemiyorum. Bülent Bey, kendisi de sonradan ifade etti zaten belli ölçüde duygularıyla hareket ettiğini. Tabii öyle bir açıklamanın, bakanlar kurulu toplantısının sonunda yapılmış olması, sanki kişisel beyanı değilmiş gibi bir algıya yol açtı. Elbette nahoş bir gelişmedir ama Sayın Başbakanımızın parti içi demokrasi ama aynı zamanda parti disiplini bağlamındaki net ve kararlı müdahalesi gayet yerinde oldu. Hem herkese gereken mesaj verilmiş oldu hem de bundan sonra benzer tatsızlıklar yaşanması ihtimalinin de önü kesilmiş oldu. Dediğim gibi elbette hiç olmasa daha iyiydi ama artık geride kaldı.”
Gezi ve Kobani, Türkiye algısını olumsuza çevirdi
Ve Roma...
İtalyan başkentinde resmi temaslarına başlamadan hemen önce, gezisini izleyen biz gazetecilerin sorularını yanıtladı Bozkır.
Sabah’tan Yavuz Donat, Hürriyet’ten Fatih Çekirge, Star’dan Nuh Albayrak, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya ile birlikte biz sorduk, Volkan Bozkır anlattı.
İşte AB Bakanı’nın açıklamalarının satır başları:
- Batıda, maalesef son dönemde Türkiye ile ilgili çok olumsuz bir algı oluştu. Bu durum ABD’de daha da çok gözleniyor ama AB’de de var. Bu biraz da bizim son dönemde fazla yakın ilişki kuramamış olmamızdan kaynaklanıyor. Karşı karşıya olduğumuz bu algıyı yıkmak için çekinmeden konuşarak bu durumu dengelemeye çalışıyoruz.
- Öncelikle Gezi olaylarını takiben oluşmuş bir algı var. Çok konuşarak, her boyutunu izah ederek, nedenlerini, gerçekleri paylaşarak aşmamız gereken bir konu bu. Tenkit elbette yapılabilir. Hükümetlerin performansı, devletlerin attığı adımlar tenkit edilebilir. Gezi olaylarıyla ilgili de olabilir bunlar elbette ama tenkit yapılırken doğruların da görülmesi ve yapıcı olunması gerekir.
- Bunun yanı sıra bölgemizdeki gelişmeler var. Özellikle de Kobani üzerinden Türkiye’nin aleyhine çok yanlış bir imaj oluşturuldu. İnsanlar ölürken Türkiye’nin hareketsiz kaldığı gibi bir algı yaratıldı. Bu konuyu da haritalar üzerinde ve olan biteni, Türkiye’nin Kobani konusunda yaptıklarını anlatarak büyük ölçüde aştık sayılır.
- Bu yıl, 1915 olaylarının 100’üncü yılı. ABD’de olsun, AB’de olsun Türkiye’nin imajına zarar vermeye matuf koalisyonlar var. Türkiye’ye zarar verebilecek her türlü konunun üzerine yeni bir operasyon inşa ediyorlar.
Paralel yapı ve lobiler aynı çizgide
- Türkiye’ye zarar vermek isteyen gruplar bu gruplar arasında ‘paralel yapı’ da var, maalesef son yıllarda kabuk değiştiren, dışarıda sürekli Türkiye’yi şikayet eden ana muhalefet partisi de. Ben 40 yıllık Hariciye hayatımda hep şunu gördüm. İçeride biz her şeyi konuşuruz ama yurt dışına çıkıldığında hep tek sesli olduk. Ama son 4 senedir Türkiye’yi dışarıda sıkıntıya sokacak tavırlar sergileyen milletvekilleri var CHP’de.
- Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye raporu için 420 değişiklik önergesi verildi, hepsi de Türkiye’nin aleyhine. Rum, Ermeni ve Kürt lobilerinin ortak çalışmasıyla, Türkiye karşıtı nasıl bir yapı ve faaliyet olduğunun en somut kanıtı bu.
- ABD kongre üyeleri ve senatörlerin yazdığı mektuplar tamamen organize bir faaliyet. Bunun arkasında, paralel yapı da var, diğer bildik lobiler de.