Cumartesi öğle saatlerinde havalandık Ankara’dan. Helikopterle... Saat 12.45’ti.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilk miting durağı Karabük’tü.
Bugüne kadar gördüğüm en düzenli, en ferah miting meydanıydı Karabük’teki.
Karabük’ten, yine helikopterler ile, Adapazarı’na geçtik.
Oradan da İzmit’e.
**
İzmit mitinginin ardından, bu defa Ana Uçağı ile, İzmir’e gittik.
Adnan Menderes Havalimanı’na indiğimizde saat 21.45’ti. Ankara’dan havalanmamızın sadece 9 saat sonrasında, başkent dahil 5’inci şehirdeydik. 9 saatte 5 kent...
**
İzmit’ten İzmir’e giderken, uçakta yaklaşık 40 dakika uyuyan Başbakan Davutoğlu, İzmir’de önce sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu, ardından da biz, gezisini izleyen gazetecilerle.
Konakladığımız otelde, Davutoğlu ile röportaja oturduğumuzda saat gece yarısına yaklaşmıştı.
Başbakan, böyle bir günün sonunda şaşırtıcı şekilde dinamik ve dinç görünüyordu.
“Yorulmadınız mı” diye sorduğumda, enerjisini meydanlardaki halk kitlelerinden aldığını söyledi.
Yıllardır takip ettiğim her siyasetçinin verdiği yanıttır bu.
Anlayamamakla birlikte, demek ki gerçek dediğim durum...
Meydanlar ve çevresi
Karabük, Adapazarı, Kocaeli ve İzmir...
2 gün içinde 4 miting izledim.
Daha öncekiler gibi bu 4 durağın hepsinde gördüğüm şu oldu.
Meydanda toplanan kalabalık ile miting alanını çevreleyen sokaklarda günlük yaşamına devam eden insanların gündeme bakışları arasında bariz farklar var.
Meydana gitmeyip, kente gelen siyasetçiyi uzaktan dinlemeyi tercih eden vatandaş, seçim kampanyalarının yarattığı görüntü ve ses kirliliğinden pek memnun değil.
Meydan mitingleri, düzenleyen partinin o ildeki teşkilatı ve seçmenlerini belli ölçüde motive ediyor, bu doğru. Ancak, başka partiye oy verecek olanlar ile siyasetçilerin ve siyasi partilerin tümünü aynı gören kesime pek fazla bir şey ifade etmiyor. Bu durum açıkça görülüyor. Kaldı ki, meydanı dışarıdan izleyenler bu duygularını gizlemiyorlar da.
Mitingdeki yeni TIR
Başbakanlık Basın Başmüşaviri Osman Sert eski bir muhabir.
Gazetecilerin çalışma koşullarını, ruh hallerini, beklentilerini bilen biri yani.
Miting meydanlarına kurulan ‘Basın Tırı’ da bu bilgi birikiminin ürünü. Kameralar için tenteli, gölge bir düzenek...
Üzerinde yüründüğünde sarsılmayan bir platform...
Muhabirlerin hepsine oturacak sandalye...
Meydanda kablosuz internet hizmeti...
Yiyecek, içecek imkanı vs...
Başbakan’ın konuşmasını yaptığı kürsünün bulunduğu tıra yandan bakan, meydana hakim, girişi ayrı, rahat bir çalışma ortamı sağlanıyor medyaya Ak Parti’nin mitinglerinde.
Medeni, olması gereken, hatta geç bile kalınmış bir uygulama...
Ama geç de olsa, güzel olmuş. Meslektaşlarım adına olumlu bir işe imza atmış Osman Sert ve ekibi.