Özelde kadına ve çocuğa yönelik olanı, genelde ise ‘şiddet’i konuşuyoruz günlerdir...
Şiddetin, tacizin, cinayetin bir ‘sonuç’ olduğunu...
‘İllet’i yaratanın ve dolayısıyla değişmesi gerekenin ‘zihniyet’ olduğunu...
Asıl derdin, ‘cehalet’ ile harmanlanan ve artık toplumun genel karakterine dönüşen ‘anlayış’ olduğunu...
***
İstanbul’dan gelen son cinayet haberiyle bir kez daha teyit edildi bu gerçek.
Kar topu oynayan bir yetişkin bıçaklandı bir başkası tarafından. Sırf dükkanının camına bir kar topu isabet etti diye.
Kar topu çocuk oyunudur ya !
İçindeki çocuğu yaşatmayı başaran bir insan...
Gazeteci Nuh Köklü, içindeki çocuk ile birlikte öldürüldü işte önceki akşam.
Dünyanın başka hangi ülkesinde vardır?
3 fotoğraf karesi var bugün önünüze koyacağım.
İlki bir hastane koridorundan...
Duvarda bir levha. Bir uyarı levhası...
“Sözel ya da fiziksel şiddete uğrayan sağlık personelinin hizmetten çekilme hakkı vardır. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar yargılanmak üzere emniyete ve savcılığa bildirilecektir.”
Böyle yazıyor hastane koridorunun duvarında.
Aynı uyarı levhasından her katta en az bir tane var.
Şimdi soruyorum:
Dünyanın başka hangi ülkesinde böyle bir uyarıya ihtiyaç duyulur?
İşin bir adım ötesi... Hepimiz biliyoruz ki, bu uyarının bir işe yaradığı da yok. Sağlık çalışanları sürekli ve düzenli şekilde şiddete hedef oluyor bu ülkede.
Dumanlı hava sahası
Bu defa hastane binasının dışı... Kapının önü ve iki yanı, ‘Dumansız Hava Sahası’ olarak belirlenmiş, levhalar asılmış.
‘Dumansız Hava Sahası’ tabelasının altına iki bank koyulmuş. İnsanlar otursun diye. Önüne de bir çöp kovası...
Sigara keyfi için ortam da hazır, donanım da yani !
Vatandaş da gereğini yapıyor !
Kadını erkeği, genci yaşlısı fark etmiyor, sigarasını karşı kaldırıma geçip içme zahmetine katlanmıyor kimse.
‘Dumansız Hava Sahası’ndan dumanlar tütüyor.
‘Dumansız Hava Sahası’ duman altı...
Park yapılmaz ama...
Bir inşaat alanının hemen önü...
Yerde uyarı levhası: “Park Yapılmaz”.
Güzel... Güvenlik sebebiyle yerinde, hatta gerekli bir ikaz.
Peki, yasak uyarısının hemen üzerinde ne yazıyor?
“Lütfen aracınıza telefon numaranızı bırakınız.”
Güler misin, ağlar mısın !
Park yasağını koyan da biliyor yani kimsenin bu yasağa uymayacağını.
Gelenler - zaten dikkate almayacaklar ama - “Telefon numaranızı bırakın” mesajını görünce daha da bir rahat park ediyorlar otomobillerini ‘yasak alan’a.
Ve sonuç...
İdarenin zımni onayıyla yasak yere park ediliyor.
İdare aslında vatandaşa, “Sen zaten bu yasağa uymayacaksın, bari en azından ihtiyaç halinde arayabileyim diye telefon numaranı yazıp bırak” diyor.
Peki vatandaş?
Aracını yasak yere bırakıyor ama telefon numarasını bırakmıyor.
***
Sorun şu...
Bu üç örnekten sadece ilkinin bir ölçüde müeyyidesi var. O da tartışılır... Ama dumansız hava sahasında sigara içmenin de, yasak alana araç park etmenin de bir yaptırımı yok. Daha birçok konuda olduğu gibi...
Biri gelir uyarırsa... “Senin üstüne vazife mi kardeşim” !!!
Sonra? Sonrası şiddet !