“2014 yılında ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı, 2013 yılına kıyasla yüzde 5 nokta 5’lik artışla, 36 milyon 837 bin 900 kişiye yükseldi. İstanbul, 11 milyon 821 bin ziyaretçiyle ilk sırada yer alıyor. Bir önceki yıla göre artış yüzde 12 nokta 73.”
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik‘in açıkladığı, 2014 yılı turizm verileri hem önemli hem olumlu.
***
İstanbul her alanda olduğu gibi özel ve lider. Hükümet politikalarındaki yeri de ayrı. Cumhurbaşkanı bir İstanbul sevdalısı.
Başbakan, daha geçenlerde İstanbul hakkındaki düşüncelerini gayet net ifade etti.
Bakan, İstanbul’a apayrı bir mesai veriyor.
Çifte menü İstanbul’a zarar verir
Bu girişin ardından, bakın ne anlatacağım size.
Devasa İstanbul için, ‘İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar küçük’ görebilirsiniz ama bence aynı zamanda ‘Bir çuval inciri berbat etme’ riski olan bir haber...
İki İngiliz turist... İstanbul’da kaldıkları otelin restoran müdürüne, “Yemekten sonra şöyle güzel bir yere gidip birkaç bira içmek istiyoruz. Beyoğlu’nun adını çok duyduk. Tabii Boğaz’ın manzarasını da... Bize tavsiye edebileceğiniz, manzarası ve ortamı güzel bir bar ya da restoran var mı” diye soruyorlar.
Otel yetkilisi, hem Beyoğlu’nda hem de manzarasıyla ünlü bir yere gönderiyor konuklarını.
Turistler ayrılıyor otelden.
Aradan bir saat bile geçmiyor, birer karış suratla otele dönüyor iki İngiliz.
Müdür şaşkın, “Ne oldu” diyor. “Hani eğlenecektiniz?”
İngiliz turist soruya soruyla cevap veriyor:
- Sizde bir bira kaç lira?
- En pahalısı 12.
- Bizi yolladığınız yerde 40 liraydı !
- Mümkün değil. Bir hata olmalı. Ya da siz menüdeki başka bir içeceğin fiyatına bakmış olabilirsiniz yanlışlıkla.
- Hayır hata yok. Garsona da sorduk, şişe değil sürahi mi acaba diye. Bir şişe bira 40 lira. İnanılır gibi değil. Dünyanın neresinde 11 pounda bira var?
***
Misafirlerine mahcup olan müdür, ertesi gün turistlerin şikayet ile döndükleri mekana gidiyor. Yabancı bir turist gibi... İngilizce konuşuyor. Oturuyor, garson menüyü getiriyor.
Müdür açıp bakıyor ve biranın karşısında “40 TL” yazdığını gözleriyle görüyor.
Garsona dönüp, “Bu ne kardeşim, bir bira 40 lira olur mu” diyor; Türkçe...
Müşterisini o ana kadar yabancı zanneden garson şaşırıyor.
“A, siz Türk müydünüz? Niye söylemediniz? Pardon, bir dakika... Bir yanlışlık olmuş...” diyor ve apar topar menüyü alıp uzaklaşıyor masadan.
30 saniye içinde de, elinde yine bir menü, geri geliyor.
Müdür açıp bakıyor, menü aynı menü. Ama ürünlerin karşısındaki fiyatlar farklı. Bira 18 TL yeni gelen listede.
Yemeklerde de benzer farklar var. İlk menüde 70 TL olan bir yemek mesela, ikinci menüde 45 Lira.
***
Yerli müşteriye 18 TL (6 buçuk Euro) olan bir şişe bira, yabancı turiste 40 TL, yani yaklaşık 15 Euro !
Çifte menü gerçeği bu işte. Ve korkarım, tek uygulayan o mekan değildir bu yöntemi.
Bunu turistlerin öğrenmemesi mümkün mü?
Münferit bir örnek üzerinden, “İstanbul’da turistler böyle kazıklanıyor” diye yayılmaması mümkün mü bu haberin?
İstanbul’un değerine değer katmak için, İstanbul’a bir turist fazla çekebilmek için uğraşanların emeklerine yazık değil mi?
Malûm... Eğitim şart.
Denetim de öyle.