Her şeyin giderek hızla yaşandığı, hızla paylaşıldığı ve hızla tüketildiği günümüzde markalar ve tasarımcılar arasında yaşanan hızlı değişimleri takip etmek de bir hayli zorlaşıyor. Henüz geçtiğimiz günlerde Phoebe Philo’nun Celiné’den ayrılacağından bahsetmiştim ki bir ayrılık haberi de Louis Vuitton’dan geldi. Son yedi yıldır markanın erkek tasarımlarından sorumlu isim, Kim Jones, Paris’te geçtiğimiz günlerde sunduğu 2018 sonbahar erkek koleksiyonuyla Louis Vuitton’a veda etti.
Kim Jones’un son koleksiyonu, Louis Vuitton tarihine damgasını vuran seyahat temasını kaybetmeden yeni parçalarla dolu. Kalp atışlarımızı hızlandıran koleksiyon ve erkeklere sunduğu trendlerse en azından sonbahara kadar konu dışı. Çünkü defile, son yılların en etkileyici vedalarından birisiyle ilgi odağı oldu.
Kim Jones son kez Louis Vuitton podyumuna adım attığında yanında ikonik iki isim, Naomi Campbell ve Kate Moss yer alıyordu.Siyah ve kahverengi trençkotları içerisinde erkek koleksiyonundan ve tasarımcının vedasından rol çalan ikili, hızla spekülasyonlara malzeme oldu. Acaba İngiliz süper modeller Kim Jones’un Louis Vuitton sonrası kariyeri hakkında ipuçları mı veriyordu? Ufukta bir Burberry macerası mı vardı yoksa Kim Jones kendi adını taşıyan bir markayla ikonik isimler arasına katılmayı mı planlıyordu?
Doğru cevabın ne olduğunu öğrenmemiz biraz zaman alacak. Ancak bildiğim bir şey varki o da Kim Jones’un Louis Vuitton ismine son yıllarda kattığı değer. Afrika’da geçirdiği yıllardan aldığı ilham, seyahate olan tutkusu ve klasiklere modern dokunuşuyla yeni bir erkek yaratan Kim Jones, her ne yaparsa yapsın yakından takip edilmeyi hak ediyor.
Kadınlar için yeni bir dünya
Moda ve güzellik dünyaları son yıllarda tesettür kavramını içselleştirmeye çalışıyor. Hatırlarsanız New York Moda Haftası’nda podyumlara çıkan veya ünlü makyaj markalarıyla bir araya gelen başörtülü modeller ardı ardına haberlere konu olmuştu. Ben de dönem dönem bu haberleri sizinle paylaşmış, hayatın tam içerisindeki tercihlerin moda dünyasında daha sık temsil edilmesinden ne kadar memnun olduğumu dile getirmiştim.
Şimdiyse sıra işin biraz daha çetrefilli kısmına, saç bakımına geldi. Baş örtüsü kullanımının bir hayli yaygın olduğu ülkelerde ‘özelleşmiş’ ürünlerin satışında hızlı bir artış gözleniyor.Şahsen ‘başörtüsüne uygun’ olarak satılan bir şampuanın klinik faydasının diğer şampuanlardan nasıl farklılaştığını bilmiyorum. Ancak kitle iletişimine fayda sağlandığından eminim. Bu kitle iletişimi, L’Oréal tarafından yeniden ele alınıyor. İngiltere’de yayınlanan reklam kampanyası, pek çok farklı kökenden gelen, farklı saç ve vücut tipine sahip kadının yanı sıra blogger Amena Khan’ı da bizimle tanıştırıyor.Paylaştığı fotoğraflarda saçlarını göremediğiniz Khan, olaya daha farklı bir yerden yaklaşıyor ve sağlıklı saçların kendisine olan saygısının bir parçası olduğunu, günlük hayatına değer kattığını söylüyor. Dünyaca ünlü bir markanın bu çaplı büyük bir projesinde yer alan ilk tesettürlü isim olan Amena Khanve bu projeyi hayata geçiren L’Oréal, kadınlar için yeni bir dünyanın kapılarını aralayacağa benziyor.