Moda yayınlarında yer alan reklamlı içerikler moda severlerin tepkisini toplamaya devam ediyor. Peki ya sektörde aslında neler oluyor?
Moda yayınlarının, ister basılı olsun ister dijital, ayakta kalabilmek için reklamlara ihtiyaç duyduğu apaçık bir gerçek. Hiç kimsenin de bize yaratıcı fikirler sunan, ufkumuzu genişletmemize yardımcı olan bu yayınların devamlılığını sağlayabilmesine olanak veren reklamlara söz söyleme hakkı olduğunu düşünmüyorum.
Rafta duran dergilerin sayısının giderek azaldığı, dijital yayınların tıklanabilecek içerik üretmek uğruna kaliteyi bir kenara bıraktığı şu günlerde öncü yayınların karlı kalabilmek ve yayın hayatlarına devam edebilmek için reklamlı içerikler ya da iş birliklerine imza atmasını da destekliyorum. Ancak bir kısım moda sever, bu tür çalışmalara karşı savaş açmış durumda. Bu durum, bana pek çoğumuzun büyük resmi göremediğini düşündürdüğü için birkaç şey karalamak istedim.
Louis Vuitton etkisi
Son dönemde tartışılan bir konudan başlayarak duruma şöyle yukarıdan bir bakalım. Eylül ayında yayınlanacak üç farklı derginin kapağında Louis Vuitton markasının hakimiyet kurması, bazı okuyucuların tepkisini toplamışa benziyor. Özellikle Vanity Fair dergisinin Michelle Williams’lı kapağı, markanın bir reklam görseli olarak algılanıyor. Çünkü ünlü oyuncu hali hazırda Louis Vuitton markasının kampanyalarında kullanılan bir isim ve derginin kapak fotoğrafını, kampanyanın da fotoğrafçılığını üstlenen Collier Schorr çekmiş. Yani hem kapak yıldızı, hem kapakta kullanılan kıyafetler hem de kapağı fotoğraflayan isim, marka tarafından sahiplenilmiş.
Bu kapak, şu ana kadar gördüğümüz en uç örneklerden biri olsa da ortada beni rahatsız eden bir durum yok. Evet, yayınlarda yaratıcılığı ve özgürlüğü savunuyorum. Ancak bu kapak görseli ya da bir kapak görselinin bir markaya deyim yerindeyse satılması, uzun vadede o yayının devamlılığını sağlayacağı için benim açımdan sorun teşkil etmiyor.
Diğer örneklerse Louis Vuitton markasının işbirliği yaptığı Ruth Negga ve Emma Stone gibi isimleri yine markanın kıyafetleriyle İngiliz Marie Claire ve Amerikan ELLE dergilerinin kapaklarında görmemiz. Michelle Williams örneğine nazaran daha özgün duran bu kapaklar, yine de moda severlerin olumsuz yorumlarıyla karşı karşıya kalmaktan kurtulamıyor.
Sektörün çıkış yolu
Sadece Louis Vuitton değil, pek çok marka zaman zaman dergi kapaklarını veya içerideki çekimleri bir şekilde sahipleniyor. Özellikle video içeriklerin paylaşılabildiği dijital platformlardaki iş birlikleri, basılı formatlardan çok daha fazla sayıda moda takipçisine ulaştığı için markalar tarafından potansiyel bir reklam çalışması olarak görülüyor. Bu çalışma sayesinde hem marka daha çok kişiye ulaştığı için memnun oluyor hem de yayıncı, markadan elde ettiği gelirle yayın hayatını sürdürebiliyor.
Bu reklamlı ve anlaşmalı içerikler sayesinde o hep görmek istediğimiz sıra dışı fotoğraf çekimleri gerçekleştirilebiliyor, stil editörlerinin uçsuz bucaksız fikirleri hayata geçirilebiliyor. Kısacası okuyucunun karşılaşmaktan mutluluk duyduğu özgür ve özgün işler, bu iş birlikleri sayesinde yapılabiliyor.
Ben hem işin yayıncı tarafında hem de okuyucu tarafında yer alan birisi olarak sektörün devamlılığı için bu tür çalışmaları faydalı buluyorum. Reklamlı içeriklerden ya da işbirliklerinden rahatsızlık duyan diğer moda severlerin de en kısa sürede büyük resmi görerek biraz sakinleşmesini umuyorum.