Bir süredir hepimizin dilinde benzer cümleler vardı. “New York Moda Haftası eski cazibesini kaybediyor” ya da “Tasarımcılar koleksiyonlarını New York yerine başka şehirlerde sergilemek istiyor” deyip duruyorduk. Ancak her ne olduysa oldu; geçtiğimiz günlerde ardı ardına gerçekleşen defileler, Amerikalıların moda sahnesindeki yerlerini kaptırmaya niyetli olmadıklarını ispatladı.
Rüzgar gibi geçen moda haftası, moda severleri şaşırtan ve dikkatleri New York’a çeken bazı gelişmelere sahne oldu:
80’lerin disko ateşi Tom Fordve Marc Jacobsgibi tasarımcıların podyumunda yeniden hayat buldu. Sert hatlara sahip güçlü siluetler, renk patlamaları ve dramatik görünümler 2018 sonbaharına damgasını vuracak gibi, benden söylemesi.
Güçlü siluetlerden bahsetmişken podyumdaki feminist etkiyi anmadan olmaz. Bir süredir Amerika’nın gündemine oturan #MeToo gibi aktivist hareketlere uzak kalmayan moda dünyası, New York defilelerinde de vitesi düşürmedi. Örneğin Prabal Gurungkulisi feminist posterler aracılığıyla modellere ilham vermeyi hedeflemişti. Defilenin finalinde podyuma kol kola çıkan modellerse adeta kadınların bu zorlu dayanışma sürecine selam gönderiyordu.
Calvin Kleindefilesi için yerlerini alan davetliler, zemini kaplayan patlamış mısır yığını karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Çoğunluğun beklentisinin aksine yetenekli tasarımcı Raf Simons bir romantik komedi filmi değil, karanlık bir distopya ile podyumdaydı. Pek çok politik mesaj içeren defile Amerika’nın geleceğine dair ciddi öngörüler içeriyordu. Neon renkli tulumlar, kar maskeleri ve deri çizmelerin de bu gelecekte yeri olduğu aşikardı.
Geleceğe dair fikirlerini sunan bir diğer tasarımcı da Philipp Pleinoldu. Abartılı sahne şovlarıyla hareketlenen defilelerine bir yenisini ekleyen tasarımcı bu defa podyuma dev bir UFO kondurmuştu. Top model Irina Shayk’ın bir robot eşliğinde podyumda salınması ve bu sırada fonda Frank Sinatra’da ‘Fly Me to the Moon’ parçası çalması, tasarımcının geçtiğimiz günlerde Mars’a bir otomobil gönderen Elon Musk’tan bir hayli etkilendiğini düşündürdü.
Modellerin podyumda sıkıcı bir şekilde süzülmesinden sıkıldınız mı? O halde son zamanların en popüler modellerinden Kaia Gerber ile başlayan ve birkaç defilede daha karşımıza çıkan ‘şöyle bir kendi etrafında dönme’ hareketi size çok iyi gelebilir. Unutmadan, Gigi ve Bella Hadid kardeşlerin Anna Sui defilesinin açılışında senkronize bir şekilde bu hareketi gerçekleştirmesi de yeni bir podyum trendinin habercisi.
Defileleri en ön sıradan takip eden ünlü isimler her zaman konuşulurdu. Bu defa sahne ışıklarını çalanlarsa günlük ve renkli stiliyle Whoopi Goldberg ve iddialı görünümleriyle Cardi B oldu. Michael Kors defilesindeki bir ‘ön sıra’ anıysa sosyal medyanın en çok konuşulanları arasındaydı. Michael Korsdefilesini izlemek üzere birlikte oturtulan ve kahkahalar atarak keyifli bir sohbete dalan Blake Lively ve Emily Blunt ikilisi, hemen yanlarında oturan Zendaya’nın ters bakışlarına maruz kaldı. Bu anları gösteren videolar kısa sürede milyonlarca kişi tarafından izlendi ve yorumlandı.