Markaları seviyor, markaları arzuluyoruz. Çantamızın hangi marka olduğunu, ayakkabılarımızın üzerindeki etikette hangi harflerin yazdığını belki de gereğinden fazla önemsiyoruz. Kabul edelim ya da etmeyelim, hepimizde bir ‘marka takıntısı’ almış başını gidiyor.
Zaman zaman en çok sevilen markaların hangileri olduğuyla ilgili araştırmalar karşımıza çıkıyor. Sonuçlar açıklandığında liste başını Fransız moda evleri, yaratıcı ayakkabı tasarımcıları veya her semtte karşımıza çıkan hesaplı mağaza zincirleri çekiyor.
Peki ya madalyonun öbür yüzünde neler oluyor? Bunu merak eden köklü bir moda yayını, sektör profesyonellerine ve geleceğini bu sektörde arayacak öğrencilere çalışmayı en çok isteyecekleri moda markalarını sormuş. Sosyal medya kanalları aracılığıyla toplanan iki binin üzerinde cevap, önde gelen moda okullarında eğitim gören dört yüzün üzerinde öğrenciden alınan cevaplarla birleştirilmiş.
Sonuçlar pek şaşırtıcı değil; profesyoneller ve öğrencilerin bir gün bünyesinde çalışmak istedikleri moda markaları listesinin en üst sırasında Chanel yer alıyor. Fransızlar arasındaki rekabet, listede kendisini bir kere daha gösteriyor; Louis Vuitton ikinci sırada, Dior ise üçüncü sırada karşımıza çıkıyor. Listenin devamında ise Alexander Wang, Diane von Furstenberg, Kate Spade, Marc Jacobs, H&M, Burberry ve Prada gibi markalar yer alıyor.
Patron Pharrell
Bazen marka takıntısını bir adım öteye götürüp, çok sevdiğimiz bir markaya sahip olmayı isteriz. Pharrell Williams ise bu yolda hepimizden hızlı davranmışa benziyor. Bundan birkaç hafta önce ikonik marka G-Star’ın ‘yeni ortak sahibi’ ünvanını alan ünlü şarkıcı, sevdiği ve değer katmak istediği bir markayla ilgili harekete geçen nadir örneklerden.Denim ile ilgili hayallerini, ortağı olduğu bir marka aracılığıyla gerçeğe dönüştürmeye başlayan Pharrell’in Amsterdam’da yer alan G-Star RAW fabrikasını ziyareti sırasında basına yansıyan fotoğraflar tam da ‘işinin başında duran patron’ imajı değil mi?
Marka ve tasarımcı iş birliklerinin vazgeçilmez hale geldiği Türk moda dünyasında, işin kimyasının tuttuğu ve uzun yıllar devam eden iş birliklerini bulmak bir hayli güç. Dilek Hanif ve KOTON iş birliğiyse, tek sezonluk sönük iş birliklerinin aksine yeni sezonunda ışıl ışıl parlamaya devam ediyor. Dilek Hanif gibi önemli ve özel bir ismin tasarım dokunuşuna ulaşılabilir fiyatlarla sahip olmanızı sağlayan koleksiyon, özellikle mezuniyet geceleri ve yaz düğünlerinde hayat kurtaracağa benziyor. Çiçek desenleri ve mercan rengi sayesinde sıcak yaz günlerinden, özenli işlemeler sayesindeyse ışıltılı gecelerden bir parça çalmak isterseniz, adres belli.
Ormana yolculuk
Önümüzdeki hafta vizyona girecek olan ‘Orman Çocuğu’ filminin heyecanı herkesten önce moda severleri sardı. Farklı yaratıcı dokunuşuyla aşk yaşadığımız KENZO, Disney’in yeniden yorumladığı hikayeden ilham alan özel koleksiyonunu görücüye çıkardı ve ortalık karıştı. Çizgi karakterleri ve ormanın renkli dünyasını farklı tasarımlara taşıyan, hatta marka logosunu bile bu karakterlerden birisiyle buluşturan koleksiyon tam da yazın yaklaştığını hissettiğimiz günlerde bizi ormanda keyifli bir yolculuğa davet ediyor. Ne yalan söyleyeyim, ben hazırım!