Teori, alışverişe çıktığımızda elimizin öncelikle sevdiğimiz markaların ürünlerine gittiğini söylüyor. Pratikteyse fiyat, renk, desen, kalıp gibi pek çok değişken alışveriş alışkanlığımızı etkiliyor. Ancak eminim herkes günün sonunda üzerinde taşıdığı üründen keyif almak istiyor. Bir zamanlar, bu keyfi bir adım öteye götürüp markaları görünür kılmak önem taşıyordu. Markanın veya tasarımcının adı, tasarımın herhangi bir yerinden fırlayıp diğer insanların gözüne sokulurdu. Sonrasında bir durulma yaşandı. Belki de kuzey minimalizminin hayatımıza girmesiyle birlikte, logolar yerini renk, kesim ve desenlere bıraktı. Artık bir ürünün markasını anlamak için logosundan çok daha ‘havalı’ alternatiflerimiz vardı. Bugünse tıpkı 90’ların geri gelişi gibi logo hadisesinde de başa döndük. Sonbahar sezonu, logo furyasının tam gaz devam edeceğine işaret ediyor. Satın aldıkları ürünlerin markalarını ‘gereğinden fazla’ sahiplenenler için sorun yok. Ancak kumaş kalitesi veya kesimini beğendiği ürünleri devasa logolara bulanmadan kullanmak isteyenleri zor günler bekliyor. Benim önerim, kaçışı mümkün olmayan bu trende en minimal şekilde ayak uydurmanız. Bunun yoluysa kombininizde tek bir logolu parça kullanmaktan geçiyor. Baktınız içinize sinmedi, sezon sonuna kadar gözlerden uzak bir şehirde yaşayıp ilkbaharı alıştığımız çiçek desenleriyle karşılayabilirsiniz.
Wons Mous ile tanışın
Bundan on sene önce “Yeni bir marka kuracağız ve çok yakında herkes bizi konuşacak” cümlesini duysam muhtemelen şüpheyle yaklaşırdım. Ancak artık giderek hızlanan yaşantımız, bazı şeylerin hızlıca gerçekleşmesini sağlıyor. Bugün sizi tanıştıracağım Wons Mous da rüzgarı arkasına alıp hızla yükselenlerden. Kuruluş aşamasında kulağıma çalınanlar, bu markanın sokak kültüründen beslenip lüks bir dokunuşa sahip olacağı yönündeydi. Gelinen noktadaysa tamamen Türkiye’de filizlenen Wons Mous ürünleri, Paris’in en ünlü butiği Colette’te satışa sunuldu. 2014 yılında Can Cenk Küreli ve Ezgi Lüle Küreli tarafından kurulan marka, sonrasında Ecem Kavaklı’nın şahsına münhasır dokunuşuyla radarımıza girdi. Ancak Wons Mous’un Colette’ten ‘yıldızlı pekiyi’ kapmak için 2017’yi beklemesi gerekti. Kaykay ve sırt çantası gibi parçalarla yola çıkan Wons Mous’un yeni koleksiyonunda pek çok deri aksesuar alternatifi de var. Yakın zamanda Singapur, Tokyo, İtalya ve Hollanda gibi ülkelerde de göreceğimiz bu genç ve dinamik markayı siz de şimdiden keşfedin.
Efsaneler buluşuyor
Henüz bir hafta önce lüks moda markalarının ve tasarımcıların sokağa karıştığından, alternatif kültürün giderek daha popülerleştiğinden bahsetmiştim. Hatta özellikle Vans’ın bu dönüşümde etkili bir rol üstlendiğini söylemiştim. Bugünse beni doğrulayan bir haberle karşınızdayım. Dijital dünya, Karl Lagerfeld’in Vans ile bir araya geleceği haberiyle çalkalanıyor. Şimdilik koleksiyonla ilgili detaylı bilgiye sahip değiliz. Gelen ilk duyumlar Karl Lagerfeld’in imzası haline gelen siyah rengin ve elbette bolca K harfinin kullanılacağı yönünde. Koleksiyon hazırlanırken Vans’ın ikonik damalı tasarımlarının da unutulmayacağından eminim. Chanel ve Fendi gibi markaları her sezon bir adım ileriye taşıyan ‘Kaiser’ Kagerfeld’in merakla beklediğim Vans iş birliği 7 Eylül’de satışa sunulacakmış. Bakalım moda haftalarında boy gösteren sokak stili yıldızlarının paylaşımlarında bu parçaları görebilecek miyiz?