Mogadişu - Somali’de yaşananlar aslında Afrika kıtasının özeti gibi. Somali’nin uzun ve dramatik bir hikayesi var. Henüz çıkarılmıyor ama büyük miktarda petrol, doğalgaz ve uranyum olduğu ileri sürülüyor. Geniş düzlüklerde kabilelerin yaşadığı Somali büyük jeostratejik öneme sahip. Burası Afrika boynuzunu, Aden Körfeizini, okyanusu ve dolayısıyla Hindiçini kontrol eden bir garnizon. Somali, Batılılardan aldığı sözlere güvenerek 1977’de Etiyopya’ya savaş açmış. SSCB ve Küba’nın devreye girmesiyle Somali askerleri püskürtülmüş. General Siad Barre darbeyle devrilene kadar ülkeyi diktatörlükle yönetmiş.
1991’de bu defa Barre’ye darbe yapılmış. Barre ülkeyi terk etmiş. Yirmi yıl sürecek iç savaş başlamış. Kırsalda yaşayan klanlar kanlı bir boğazlaşmaya tutuşmuşlar. Ülkede taş üstünde taş kalmamış. Somalililer savaşmaktan yorgun düşünce barış yapmaya karar vermişler. Neredeyse her binada iç savaştan kalma kurşun izlerin gördük.
Darbe-savaş-yoksulluk sarmalı
İç savaştan sonra aşiret reislerinden oluşan İslam Mahkemeleri Birliği barışı sağlamış. Ancak bu defa da Etiyopya, Somali’ye savaş açmış. Etiyopya askerleri Mogadişu’ya kadar gelmişler. Etiyopya, İslam Mahkemeleri Birliğini dağıtmış. Film gibi değil mi? Daha bitmedi. Etiyopya İslamcı olduğu için klanlar heyeti dağıtınca yeni bir savaş başlamış.
İslam Mahkemeleri Birliği Hareketinin dağıtılmasıyla hareketin gençlik örgütü eline silah alıyor. İşte bildiğiniz El Şebab, Türkçesiyle Mücahid Gençlik Hareketi böylece ortaya çıkıyor. Hali hazırda El Şebab’ın kırsalda ciddi bir varlığa sahip olduğu iddia ediliyor.
Halk, El Şebab’ı aşırİslamcı bulup, görüşlerine katılmasa da güvenliği sağladığı için ciddi destek veriyor. 1970’lerin Beyrut’u olarak nitelenen Mogadişu bitmeyen savaşlar sonucunda bugün harabeye dönmüş. Ülkede büyük bir açlık, yoksulluk ve kaos var.
Üç aşamalı saldırı planı
Güvenlik açığı Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika’dayken kendini gösterdi. Mogadişu’da canlı bomba saldırısı oldu. Cumhurbaşkanlığı protokol görevlilerini hedef alan saldırıyı El Şebab üstlendi. Güvenilir kaynaklar saldırının arkasında El Şebab’ı taşeron olarak kullanan ve Türkiye’nin Somali’deki varlığından rahatsız olan üçüncü bir ülke olduğunu belirtiyorlar.
Mogadişu’daki son saldırının üç aşamalı planlandığı öne sürülüyor. Şoförün aracı patlatması sonucu büyük bir telaş yaşanırken başka bir kişinin elinde silahla otelin içine girdiği ve rastgele ateş etmeye başladığı belirtiliyor. Örgütün asıl hedefinin ise Cumhurbaşkanlığı korumaları olduğu öne sürülüyor. saldırının uzaktan kumandalı bir başka bir bombayla yapılmak istendiği ancak bombanın patlamadığı belirtiliyor.
Şehirde kuş uçurtulmadı!
Dün Mogadişu’da büyük güvenlik önlemleri alınmıştı. Tabiri caizse tüm şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Ana caddeye açılan her sokağın başında doçkalı araçlar namlularını sokağa çevirmişlerdi.
MİT’in son dakika edindiği istihbaratta heyete karşı büyük bir saldırı olacağı bilgisi yetkilileri alarme etmişti. Şehirde kuş uçurtulmazken cumhurbaşkanlığı koruma ekibinde sıra dışı bir hal vardı. El Şebab’ın havaalanına havan saldırısı yapacağı haberi gelince şehir askerler tarafından tutulmuştu. Bunlara ilave olarak son gece Ankara’dan takviye kuvvet gelmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında da bunu teyit eden bir satır arası vardı. Erdoğan, ‘şehitlik sadece burada şehit olanlar için değildir. Biz de şehit olabiliriz’ cümlesi tehdit riskini ortaya koyması bakımından önemliydi. İşte bu tavır için Türkiye burada çok seviliyor.
Ülkede yaşanan güvenlik sorununu çözmek amacıyla yakında TSK Somali askerlerini eğitmeye başlayacak.
Somali’de yaşananları merak ediyorsanız Kara Şahin düştü filmini izlemenizi öneririm. Hollywood’un taraflı bakışı olsa da önemli bir yapım. Efsane yönetmen Ridley Scot’un filmini izlediğinizde savaşın birgünlük sahnesini görüyorsunuz. Ancak Mogadişu’da film değil gerçek bir trajedi yaşandı ve hala yaşanıyor. Afrika’yı gelmeden emperyalizmin bir insanlık suçu olduğunu asla anlayamazsınız.