Silah bırakma değil, geri çekilme!

Silah bırakma değil, geri çekilme! Çözüm sürecinde türbülansın aşılmasıyla yeni yol haritaları yayımlanmaya başladı. Herkes durduğu yere göre farklı liste yayımladı. Yol haritasının birincil önceliğinin ‘PKK’nın silah bırakması’ olduğu ileri sürüldü. Sanırım Ankara’nın gerçekleriyle söylenenler arasında fark var.

Öncelikle gazete haberleriyle hükümet-HDP görüşmelerinin perde arkası tamamen farklı. Süreç başladığında da yazmıştım. Müzakerelerin ana fikrini karşılıklı adımlar, yani merdiven teorisi oluşturuyor. ‘Güven’ sürecin ana prensibini oluşturuyor. Ne yaşanırsa yaşansın masadan kalkmamak ve diyalogu sürdürmek amaçlanıyor.

Devlet heyeti ve Öcalan, Demokratik Açılım ve Oslo süreçlerindeki tecrübeyle hareket ediyorlar. Beklentiyi yükseltmemek ve süreci sürdürülebilir kılmak temel hedeflerden biri. Sürecin sihirli sözcüğü silahsızlanma değil, eylemsizlik. Ankara’nın doksanlardaki temel konsepti ‘PKK silah bıraksın, devlet demokratikleşme adımlarını atar’ teziydi. Bu yaklaşım doğal olarak savaşı tek yol haline getiriyordu.

Haberin Devamı

Birincil hedef eylemsizlik

Zaman içinde bu görüş terk edildi. Bugün Ankara’da böyle bir yaklaşım yok. Bunun yerine ‘KCK ne yaparsa yapsın, süreç devam eder’ noktasında duruyor. Bu bir taktik söylem değil ana strateji olarak benimsenmiş durumda. Bu süreci diğer arayışlarından ayıran bir diğer husus da herkesin sürece daha fazla inanması. PKK’nın ‘Devrimci Halk Savaşı’ konsepti taraflara olmazı gösterip, olura ikna hamlesiydi. Bu başarıldı ve yeniden masaya oturuldu.

Tarafların üzerinde anlaştığı ana husus eylemsizliğin devam etmesi. Eylemsizlik devam ederse taleplerin kendiliğinden karşılanacağı biliniyor. Bu noktada dayatmacı bir tavır değil, ortaklaşmayı önceleyen bir yaklaşım var. PKK’nın silah bırakması tabii ki isteniyor. Ancak bu ‘olmazsa olmaz bir önşart’ değil. Böyle bir hedef gerçekçi, rayonel ve sürdürülebilir olmadığı biliniyor. Süreç ilerlediğinde ve gerekli düzenlemeler yapıldığında bu kendiliğinden sağlanacak. Ancak bunun zamanını Fidan da, Öcalan da bilmiyor. Ortadoğu’da yaşanan alt üst oluşa bakılırsa bu epey zaman alacak.

Haberin Devamı

‘Önce PKK silah bıraksın sonra devlet adım atsın!'

Peki silah bırakma yoksa süreç neden yürütülüyor denebilir? Bu bir anlamda zincirin halkaları gibi adım adım ilerleyen bir ‘check list’. Sürecin kısa vadeli hedefi eylemsizliğin oluşturduğu pozitif iklimin devam etmesi. Pozitif atmosfer, toplumsal farkındalığı artıracak bir işlev görüyor. Toplumsal destek, sürecin direncini artırıyor. Direncin artmasıyla güven pekişmiş oluyor.

İşte bu güvenin sağlanması beraberinde PKK’nın ülkeden çekilmesini gündeme getirecek. Ancak daha önce söylendiği gibi Ankara’nın önceliği ‘PKK’nın hemen silah bırakması değil, önce yurt dışına çekilmesi.’ Tam bu noktada büyük bir dezenformasyon yaşanıyor. Bazı yayın organlarında ‘Hükümetin amacının çözüm değil oyalama’ olduğu ileri sürülürken buna karşısında yer alanlarda ‘PKK’nın silah bırakması’ konusu ısrarla gündeme getiriliyor.

Gerçeklikten kopuk bu tür değerlendirmeler süreci enfekte edip yıkıcı bir etki yaratıyor. Güven artırıcı adımlar atılıp, tafarlar takvime sadık kaldıklarında PKK’nın silahı tamamen bırakması değil, ülkeyi terk etmesi gündeme gelecek. Geri çekilmenin başlayabilmesi için bugün takvim dahi uygun değil. Ancak bahara kadar gerekli düzenlemeler yapılır, örgüt geri çekilme konusunda psikolojik olarak hazırlanırsa bu kısa sürede gerçekleşir.

Haberin Devamı

Nasıl ki dün ‘PKK silah bıraksın, devlet adım atar’ tezi yanlış ve eksik bir yaklaşımdı. Bugün de sürecin birincil amacı ‘PKK’nın silahsızlandırılmasıdır’ demek sonuçları itibarıyla aynı stratejiye hizmet eder. Zaten böyle bir önşart olsaydı süreç bu noktaya gelemezdi.

DİĞER YENİ YAZILAR