2015 seçimlerine fazla bir süre kalmadı. Siyaset her gün biraz daha ısınıyor. Partiler takvimlerini açıkladılar. AK Parti’de resmi başvuru süreci bitti. Pek çok isim adaylık için müracaat etti. Muhalefet partilerine bakıldığında ise ciddi bir durağanlık ve tuhaflık var.
İstifa eden kamu görevlileri arasında CHP, MHP, HDP için adaylık düşünenlerin sayısı az. Son iki seçimdir yaşanan gelenek bu seçimde de bozulmadı. Belediyelerden de yeni isimler transfer edilemedi. Söylediğini merak ettiği popüler isimlerin sayısı iki elin parmağını geçmez.
Bu isimlerden bazıları son anda adaylıklarını açıklasalar dahi beklenen dinamizmi sağlayamayabilirler. Çünkü seçim atmosferine girildiği için verecekleri tüm mesajlar perdelenecektir. Yani bu transferlerin önceden tasarlanması ve doğru bir stratejinin konulması lazım.
AK Parti’nin rakibi kim?
Aslında şunu söylemeye çalışıyorum. Seçimlere üç aydan fazla süre olmasına rağmen toplum seçimi satın aldı. On gündür Hatay’dayım. Sokak sokak dolaşarak toplumun nabzını tutmaya çalışıyorum. Halkta büyük bir yenilik beklentisi var. Hangi parti bu değişim talebini doğru okursa eminim o kazançlı çıkacaktır. Türkiye genelinde olduğu gibi Hatay’da da AK Parti açık ara önde. AK Parti’nin en büyük rakibi kendisi.
Muhalefette yaşanan tükenmişlik sendromunu anlamak mümkün değil. Muhalefet sokakta yok. Topluma umut vaat edemiyor. CHP ve MHP tüm hesabını AK Partinin yanlış yapmasına bağlamış durumda. HDP’de ise tüm süreç Demirtaş üzerinden yürüyor. Tek kişilik kampanya ne kadar karşılık bulur bunu göreceğiz. HDP’de Demirtaş dışında başka isimlerinde konuşması gerekiyor.
CHP yeni bir yol ayrımının eşiğinde. Tuhaf bir durum yaşanıyor. Kılıçdaroğlu mevcut durumu sanki kabullenmiş gibi. Bunu ilerleyen günlerde daha net göreceğiz. Kılıçdaroğlu, stratejisini CHP’ye büyük sıçrama yaptırmaktan çok HDP’nin barajı aşmasına odaklamış görünüyor. Bu tezin somut verilerini listeler açıklandığında göreceğiz.
CHP sağ açılımına devam edecek!
Son dönemde derin merkezlerde AK Parti’yi anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluktan uzak tutmak için yeni planlar yapılıyor. Bu defa bambaşka bir senaryo gündemde. Bu senaryonun ana fikrini HDP’ye barajı aşırtma arayışı var. HDP’nin AK Parti’den vekil alacağı hesabı yapılıyor.
CHP’den umudunu kesen aktörler CHP’nin sağ açılımına devam etmesini istiyor. CHP’nin büyük bir sıçrama yapmasını değil mevcut oylarını korumasını planlıyorlar. CHP’ye sağ açılımı yaptırarak partinin rengini soldururken sağ seçmen nezdinde bir alternatif haline getirmeye çalışıyorlar.
CHP’de sıçramanın yakalanamaması Kılıçdaroğlu’na açılan kredinin tükenmesine neden oluyor. CHP’ye oy veren Kemalist sol seçmenin başka bir adrese gitmeyeceği düşünülüyor. Kemalist blok yerine Gülen hareketi eklemlenmek isteniyor. CHP’den iki puan HDP’ye taşındığında baraj sorunu kendiliğinden aşılmış oluyor. HDP barajı aşarken CHP’den de vekil alıyor ama daha fazla vekili AK Partiden alıyor.
Yeni siyaset mühendisliğini tasarlayanlar bir taşla birkaç kuş vurmak istiyorlar. Öncelikli hedef AK Parti’nin anayasayı değiştirmesine engel olmak. İkincisi Meclis’te daha sert bir muhalefet oluşturmak. Senaryonun ana fikrini AK Parti karşıtlığı oluşturuyor. Ne kadar tutar zaman gösterecek. Ancak 2007’de Cumhuriyet mitingleri, 2011’de sağ transferleri bunu sağlayamadı. Halka dayanmayan bu mühendisliğin de başarılı olmasının imkanı bulunmuyor..