Ecevit ile Kılıçdaroğlu arasındaki 5 fark

5 Kasım Bülent Ecevit’in ölüm yıldönümüydü. Aslında bu yazıyı daha önce yazacaktım. Ancak başka konular araya girince bugüne kaldı. Rahmetli Ecevit ölüm yıldönümünde farklı etkinliklerle anıldı. Gözler bir kez daha CHP’ye ve sosyal demokratlara çevrildi.

Bugün Kemal Kılıçdaroğlu ile Bülent Ecevit arasındaki farkları analiz edeceğiz. Zamanın ruhu, koşullar ve aktörler farklı olduğunu biliyorum. Ancak bugünkü CHP’nin Ecevit’ten öğreneceği pek çok politik prensip ve pratik var.

1. Ecevit politik mücadele, Kılıçdaroğlu konjonktür sonucu geldi: Bülent Ecevit, erken yaşta siyasete girdi ve 32 yaşında milletvekili oldu. 1958’de DP’ye karşı başlatılan ‘değişelim/yenilenelim’ arayışının öncülerinden oldu. Ecevit’in yıldızının parladığı an ‘ortanın solu’ tartışmalarıyla başladı.

1968 yılı bütçe konuşmasında ‘Bu Düzen Değişmelidir’ sözü tarihsel bir aforizma olarak toplumsal hafızaya kaydedildi. Ecevit’in, 12 Mart darbesine ‘Hayır’ demesi onu CHP’ye lider yaptı. Ancak iş oraya gelinceye kadar Ecevit ismi zaten bir umut haline gelmişti.

Haberin Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu ise Ecevit’in aksine bir politik mücadele sonucunda değil, konjonktür sonucunda genel başkan oldu. Kılıçdaroğlu, düşünsel farklar sonucu yapılan parti içi bir mücadeleyle koltuğa oturmadı.

2. Ecevit lider, Kılıçdaroğlu genel başkan oldu : Ecevit doğuştan lider özelliklerine sahip bir politikacıydı. Bütün liderler gibi ‘iç sesi’ kuvvetli ve zor zamanda karar alabilen bir kişiliğe sahipti. Ecevit’in parti bürokrasisi ve diğer aygıtları bir kenara bırakıp doğrudan halkla temas kurması samimi ve dürüst tavrı onu halkın gözünde kahraman haline getirdi.

Kılıçdaroğlu, Ecevit’e nazaran tutuk özellikler gösteren daha az renkli bir siyasetçi. Kılıçdaroğlu varoluşsal bir karar alma sorunu yaşıyor. CHP’deki değişimin gereklerini dört seçim geçmesine rağmen topluma anlatamıyor.

3. Ecevit stratejist, Kılıçdaroğlu taktisyen : Bülent Ecevit, Süleyman Demirel karşısında kapı kapı dolaşarak halkı ikna etti ve ilk girdiği seçimde CHP’yi birinci yaptı. Ecevit’in halkın değerlerine saygılı tavrı klasik bir politikacı tutumu değil, içselleştirilmiş bir kabulün sonucuydu.

Haberin Devamı

Ecevit’in ayırt edici vasfı, samimiyeti, dürüstlüğü, halkçılığı ve yerliliğiydi. Bu bağlamda Ecevit ne kadar filozof ise Kılıçdaroğlu o kadar taktisyen bir politikacı.

4. Ecevit ilk girdiği seçimi kazandı, Kılıçdaroğlu kaybetti: Ecevit CHP genel başkanı olduktan sonra 12 Eylül darbesine kadar yapılan tüm seçimleri kazandı. İki yerel, iki genel seçimde partisini birinci yaptı. Zamanın ruhunu doğru okuyup, AP’nin içine girdiği toplumsal krize, siyaset yaparak cevap verdi. CHP tarihinin en yüksek oyunu Ecevit’le aldı.

Kılıçdaroğlu, Ecevit’le karşılaştırıldığında hem aritmetik hem de politik olarak çok geride kalıyor. Kılıçdaroğlu, CHP’nin siyasetsizlik sorununu dört yıl geçmesine rağmen çözemiyor. Risk alıyormuş gibi gözükse de gerçekte tabanı dönüştürecek cesur hamleler yapamıyor.

5. Ecevit sol’a, Kılıçdaroğlu sağ’a açıldı: Ecevit’in İsmet İnönü ile mücadelesi bir kişisel mücadele değil, politik farklılık mücadelesiydi. Ecevit, 1970’lerde görece daha geleneksel ve muhafazakar bir toplumsal karakter taşıyan bir Türkiye’ye sol’u sevdirdi ve partisini dört seçim üst üste birinci yaptı.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu ise AK Parti’nin yüzde elli oyuna rağmen CHP’yi ‘sağ’cılaştırma’ arayışına girdi. Ancak toplumun sağ blokta adresi belli, açık sol’da var.

Ecevit üstün liderlik özellikleriyle sadece CHP’yi değil, Türkiye toplumunu ve siyaseti değiştirdi. Kılıçdaroğlu ise henüz kendisiyle ilgili ezberleri değiştirebilmiş değil.

DİĞER YENİ YAZILAR