- Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş: TSK Yeniden Yapılandırılmalıdır
‘Gücümüzden bir şey kaybetmeden mevcut gücü daha güçlü olabilecek biçimde reorgamize ederek baskın tarzında bir tarruzda beklemdiğimize göre ne yapabiliriz? Harekat kabiliyeti, komuta kontrol kabiliyeti yüksek ve güçlü bir kuvvet oluşturmalıyız.
Sınırdaki tugaylar tam hazırlıklı tutulacak. Geriye doğru gidildikçe personel % 65’e hatta % 25’e kadar düşürülebilir. Ama birliklerin malzeme ve teçhizatı tam olacak. Hatta sayıyı mevcut malzemeyi araçları çalıştırabilecek seviyeye indirebiliriz. Böylece Kara kuvvetleri 400 binler, 300 binler civarına indirielecektir.’
- 1992 sonunda tamamlanacak!
Orgeneral Güreş, buna ilaveten TSK karagahlarında birçok görevin sivillere verilebileceğini, bu konuda nihai kararın bugünlerde verilebileceğini söyledi. Bu durumda personel indirimine rağmen TSK gücünün planlanan silah modernizasyonuyla çok daha güçlü hale geleceğini belirtti. Kara kuvvetlerinde bu uygulamanın 1992 sonuna doğru gerçekleşebileceğini söyledi.
‘1992 sonunda asker sayısında azalma olacağını söyleyebilirim ama bunun ne kadar olacağını belirtemem. Uzman erbaş sistemi de çok büyük ilgi görüyor. Kilit teknik görevlere bunları getireceğiz. Er sayısında da tasarruf yapılmış olacak.
Tabiki TSK’da yapılacak yenilikler, yeni silah ve techizat bir bütçe meselesi, TSK modernizasyonu ekonomik kalkınmamıza paralel olmalıdır. Ekonomik kalkınmayı durdur, buna ver insafzılık olur. Burada bir denge oluşturmak gerekir. Bunda Genelkurmay her zaman Hükümete yardımcı olmaktır.’ Doğan Güreş, bu söyleşiyi Mehmet Ali Kışlalı’ya verdi. (M. Ali Kışlalı, Güneydoğu, Düşük Yoğunluklu Çatışma, 1996, s.218)
- Tarih 28 Haziran 2008, Yer Isparta Orduevi...
‘Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, Ege Ordu Komutanı Şükrü Sarıışık ve Eğitim Doktrin (EDOK) Komutanı Orhan Yöney’le birlikte Isparta Orduevi’nde düzenledikleri basın toplantısında, terörle mücadele konusunda önemli açıklamalar yaptı. Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ, yeni konseptin unsurlarını şöyle sıraladı: 1- Yüzde 100’ü profesyonellerden oluşan Özel Kuvvetler Komutanlığı. 2- Jandarma özel harekât taburları. 3- 5’i Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, 1’i Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı komando tugayları. 4- Sabit konuşlu ve alan kontrolü sağlayan iç güvenlik taburları. 5- 2008’de yeniden yapılanmanın tamamlanacağını’ söyledi.
Türkiye 25 yıldır tartışıyor
Profesyonel ordu kavramını ilk defa üniversite öğrencisiyken duydum. O günden bugüne neredeyse tüm genelkurmay başkanları bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. 1990’da Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay’dı. Torumtay, Cumhurbaşkanı Özal’la anlaşamadı ve istifa etti. Yerine Doğan Güreş geldi. Doğan Güreş, PKK’la daha etkin bir mücadele etmek için büyük seferberlik başlattı.
2001 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu ‘Türk ordusunun iki ana merkezde “Doğu” ve Batı” Harekât Komutanlığı olarak yeniden örgütlenmesini’ kapsayan bir emir yayınladı. Kıvrıkoğlu, TSK’da reorganizasyon yapılmasını istiyordu.
Türkiye 25 yıldır bu konuyu tartışıyor. Tartışmanın ana fikrini daha az asker besleyerek buradan gelecek kaynakla özgül ağırlığı yüksek bir ordu kurmak. Bunu yaparken ülkenin jeostratejik konumunu gözden uzak tutmamak. Aslında herşey SSCB blogunun dağılması ve NATO ordularının varlığının ve yapılanmasının sorgulanmaya açılmasıyla başladı.
Benzer tartışma Türkiye için de yapıldı. SSCB tehdidi bittiğine göre böylesine büyük bir ordu gerekli mi sorusu sıklıkla soruldu. Geldiğimiz noktada bedelli tartışmalarına askerlerin tepkisine bu noktadan bakmak gerekiyor.
Türkiye’ye nasıl bir ordu lazım? NATO’nun en büyük kara gücüne sahip konvansiyonel ordu mu? Yoksa asimetrik mücadele kabiliyeti yüksek, teknolojik donanımını tamamlamış küçük ama vurucu gücü yüksek bir ordu mu? Bu konuda hükümetle TSK arasında önemli bir kararlaşma sağlandı. 2033 Hedefi sadece TSK’nın değil topyekün Türkiye’nin vizyonu haline gelmiş durumda...