AK Parti ister sayısal, ister siyasal bir analiz yapıldığında ülkenin en başarılı partisi. Üç seçim üst üste kazanması bir yana her seçimde oyunu artırarak adını tarihe yazdırdı. Hükümet partisinin başarısını anlayabilmek için eskiyle mukayese etmek lazım. 14 Mayıs 1950 tarihiyle yirmi yedi yıllık CHP iktidarı son buldu ve demokrasimiz için yeni bir dönem başladı.
Elili yıllar siyasal hayatımıza Menderes’li yıllar olarak geçti. On yılda sağlanan stabilizasyon ülkeye büyük sıçrama yaptırdı. Türkiye dünyaya açıldı. İktisadi ve toplumsal devletçilik politikası terk edildi. Yıldızı yükselen ülke, 27 Mayıs askeri darbesiyle büyük yara aldı.
On yılda bir darbe yapıldı
Tüm kötülüklerin anası olan 27 Mayıs darbesi ülkeyi geri götürdü. Başbakan ve iki bakan idam edildi. Demokrasi askıya alındı. 1965 seçimlerine kadar ülke koalisyonlar tarafından yönetildi.
1965 seçimleriyle beraber Demirel’li yıllar başladı. Bu dönem Çoban Sülünün barajlar krallığına terfi ettiği yıllar oldu. AP iktidarı makro kalkınma projeleriyle kapitalist altyapı birikim süreçlerini hızlandırdı. İstikrar dönemi beş yıl sürdü. Önce AP bölündü, sonra siyasal istikrarsızlık bahane edilerek yeni bir darbe yapıldı.
1970’ler koalisyon yıllarıydı. On yılda onbir hükümet işbaşına geldi. Ülke büyük bir iktisadi krize sürüklendi. Politik ve toplumsal isitkrarsızlık yeni bir darbe için derinleştirildi. Çok geçmeden darbelerin en kanlısı 12 Eylül müdahalesi geldi. Ülke açık cezaevi dönüştürüldü. Darbeciler tüm partileri kapattılar.
Sistem krizini çözemeyen ülke...
1980’li yıllar Özal’lı yıllar olarak tarihe geçti. Özal, iktidarı 1991 seçimlerine kadar devam etti. Onun köşke çıkmasıyla partisi lidersiz kaldı ve fiilen dağılma sürecine girdi. 1991-2002 arası yeni bir destabilizasyon dönemi oldu. Ülke yeni ekonomik krizlerle boğuşurken on yılda on hükümet kuruldu.
Erdoğan’lı yıllara gelinceye değin her on yılda bir darbe oldu. Mehter takımı gibi iki ileri bir geri adımla yolunu bulmaya çalışan ülke elliden başlatırsak otuz yılını kaybetti. ‘Açılım darbe, açılım-darbe’ sarmalında ilerleyen cumhuriyet, her defasında başa dönmek zorunda kaldı.
İşte AK Parti böyle bir tablo içinde iktidara geldi. Erdoğan’ın hikayesi, partinin mottosu oldu. On iki yılda yeni bir tarih yazıldı. AK Partinin eksikleri yok mu? Tabii ki var. Hem de çok. AK Partinin yanlışlarını kendi doğrularını yapacak bir siyasi hareket gelirse bu defa yeni bir öykü başlayacak.
12. yılında 12 maddede AK Parti
1. Erdoğan rekorları kırarak 12 yıl boyunca partisini hem birinci hem iktidar yaptı.
2. Yasaklar, kapatma davaları, politik mühendisliklere karşı tüzüklerle çapışa çapışa köşke çıktı.
3. Dağlıca baskını, Açılım, Cumhuriyet mitingleri, Uludere, Gezi, Soma bu dönemde oldu.
4. Makro kalkınmacı iktisat politikaları ülkeye ekonomik sıçrama sağlarken sosyal politika çöktü.
5. Erdoğan, siyasetin paradigmasını değiştirirken siyasetin çıtasını yukarı taşıdı.
6. On iki yıldır iktidarda olmasına rağmen muhalif dilini asla terk etmedi.
7. Devleti küçültmek ve sınırlandırmak için iktidara gelen AK Parti geçen sürede devleti büyüttü.
8. 2010 Anayasa referandumu sonrası parti zaman zaman devletin dilini konuşmaya başladı.
9. Erdoğan ilk defa halkın önüne 2023 hedefi koyarak yeni bir toplumsal mobilizasyon sağladı.
10. Erdoğan’ı köşke gönderen AK Partinin kurumsallaşma ve partileşme sınavı asıl şimdi başladı.
11. Kalkınma ve bayındırlık işlerindeki yakalanan başarı yeni anayasa, AB, Kürt sorunu, Alevi meselesi, eğitim ve kültür alanında sağlanamadı.
12. AK Parti rakipleriyle mukayese edildiğinde başarılı, kendi programıyla değerlendirildiğinde hedeflerinin gerisinde kalan bir parti.