Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 26’ıncı dönemi dün yapılan milletvekili yemin töreniyle başladı, ülkemiz için hayırlı bir dönem olmasını diliyoruz.
Büyük olasılıkla “yeni bir anayasa”nın da yapılacağı önümüzdeki aylar ve yıllar içinde halledilmesi gereken en önemli sorunlar; ülkenin her tür terör saldırılarından korunması, Güneydoğu’nun birçok il ve ilçesinde “sokağa çıkma yasakları ve operasyonlara rağmen sağlanamayan” asayişin sağlanması, mülteci sorunu ve Suriye’deki savaşların Türkiye’ye sıçratılmasının önlenmesi olacaktır.
‘Çözüm’le güçlendi
Obama G-20 Zirvesi’nde Erdoğan’dan “çözüm sürecinin canlandırılmasını” istemiş ve bunun “Suriye’deki mücadeleye de katkı sağlayacağını” söylemiş.
Daha önce “Çözüm sürecinde PKK’ya müsamaha gösterildiği için örgütün güçlenip silahlandığını” açıklamış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “mevcut şartlarda çözüm sürecine dönmek imkansız” dediğini bilmiyor olamaz.
Aynı şekilde son zamanlarda HDP, Demirtaş ve PKK’nın ortaklaşa söz ettikleri “öz yönetim” konusunun tamamen ayrı bir devlet statüsünde olacak “özerk bölge” talebi olduğunu da bilmiyor olamaz.
Terör bu nedenle sürdürüldüğüne göre Obama’nın “yeni bir çözüm sürecindeki beklentisini” de açıklaması yerinde olurdu.
İspanya örneği
Bunu açıklarken İspanya’nın Katalonya ve Bask bölgelerinde gelinen noktayı da vurgulamalıdır.
İspanya baştan “17 özerk bölgeye ayrılmış olmasına ve Katalonya ile Bask ‘tarihsel özyönetimler’ arasında olmasına rağmen” yıllardır bağımsız devlet olma talepleri sürüyor.
Daha geçen hafta Financial Times; Katalonya’nın bağımsızlığı amaçlayan önergesini eleştiriyor “İspanya’nın parçalanmasını ‘daha iyi refah koşulu elde etme’nin aracı yaptıklarını, sosyal adalet, eşitlik gibi değerleri öne sürdüklerini” belirtiyordu.
Obama yukarıdaki tabloya göre “Güneydoğu’daki terörün Suriye sınırının ötesindeki gelişmelerle yakın ilişkisi olduğunu” ima etmekte haklıdır ama sadece IŞİD’i sorun olarak görüp “YPG’yi destekliyoruz, IŞİD’i püskürtüyor” demekle ve PYD-YPG’yi “Ortadoğu’daki en iyi müttefik” saymakla Türkiye’nin sorununu dert etmediğini, tam aksini düşündüğünü ortaya koymaktadır.
Terör fabrikası
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’nin “Terörizm için en büyük fabrika haline dönüştü” dediği Suriye’de PYD-YPG de bu fabrikanın içindedir ve PYD ile IŞİD arasında nasıl bir ilişki olduğu, gerçek bir savaş mı, yoksa harita değiştirirken başvurulan bir yanıltma mı olduğu soruları da net cevabını bulamamıştır.
Diğer tarafta ABD’nin 7 önemli eyaleti “terörden vatandaşlarını korumak için Suriyeli sığınmacı almayacaklarını” Obama’ya bildirdiler. Bu sayı giderek artabilir, AB ülkelerinin de benzer tutum alması beklenebilir.
Avrupa medyası bile Türkiye’nin “gerçekleşmesi artık daha da zor” olan AB üyeliği veya para teklifleri karşısında AB’nin mülteci sorumluluğunu atmasına yardımcı olmaması gerektiğini yazdı.
Çok önemli bir süreçteyiz, yeni dönemde tek hatanın bile maliyeti büyük olacaktır.