Önce artan şiddet olaylarıyla başlayalım. Özellikle çocuklara karşı görülmemiş bir şiddet hüküm sürüyor.
Uzun süre aranan ve sonunda cinsel saldırıya uğramış ve öldürülmüş olarak bulunan 8 yaşındaki Eylül’ün felaketi toplumda bir infial daha yarattı.
Medyada başını sanatçıların çektiği büyük kitlelerin tepkisi ve bu tür suçlulara idam cezası talebi günlerdir sürüyor.
MHP ve CHP’den tepkiler yükseldi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Bu gidişle başımıza taş yağacak. İdamsa idam, gereği her neyse alçak barbarlara revadır” dedi.
Devlet Bahçeli ve toplum bu tepkilerinde haklıdır. Çocuklara ve tüm canlılara karşı şiddetin barbarlık boyutunda arttığı ortadadır. Hükümet’in, seçim öncesi verdikleri sözlere uyarak en kısa zamanda bu suçlulara “en ağır cezanın, indirime uğramadan uygulanacağını” duyurması ve bunu gerçekleştirmesi şarttır.
Özgür iradeyle karar…
Liselere giriş sınavı LGS bitti ve Milli Eğitim Bakanlığı sınavı kazananların 2-13 Temmuz arasında okul tercihini yapmaları gerektiğini açıkladı.
Bu tercihlerin alınması da e-devlet üzerinden veya ortaokullarda başlatıldı.
Buraya kadar normal, her ne kadar MEB’lığının sınavdan sonra verdiği süre çok kısa ise de öğrencilerin buna yetişmesi mümkün. Normal olmayan durum, MEB kılavuzunda LGS’de derece alan ve ilk 120 bine giren öğrencilerin “5 tercih hakkı olduğunun ve bu tercihler arasında mutlaka bir imam hatip lisesi olması gerektiğinin” yazması.
Bu şekilde tercih yapmayan öğrenciler için “nitelikli okul olarak adlandırılan okulların ekranı açılmayacak” deniyor. (Saygı Öztürk’ün haberi)
Medeni ve demokratik bir ülkede öğrenci olan olmayan her vatandaşa özgür iradesiyle karar verme hakkı tanınır.
Bu “insan hakları” açısından en temel prensiplerden biridir.
Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin kendi isteğiyle okul seçmesi konusunda yaptığı müdahaleyi hangi temele dayandırdığını açıklamalıdır.
Partiler anlaşacak mı?
Genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçiminin ani bir kararla erkene alınması gözleri yerel seçimlere çevirdi.
2019 Mart’ında yapılacak belediye seçimlerinin 2018 Kasım’ına alınması tartışılıyor.
TBMM Başkanı Karaman “Anayasa’da hüküm var, uygun değil ama bir formülünü ararlar mı bilmiyorum” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun, soruya “Belediyelerimiz göreve devam ediyor ama ona göre de bir hazırlık yaptılar. Biz her an seçime hazırız” cevabını verdi. (Aslına bakarsanız CHP hep bu cevabı veriyor ama 24 Haziran seçiminde “Adil Seçim Platformu”nun bile çalışmaması gibi konuları, eksiklerini pek düşünmüyor gibi…)
Ak Parti Grup Başkanvekili Elitaş ise “yerel seçimler erkene alınacaksa Kasım ayının 1 ile 8’i arasının uygun olduğunu düşünüyorum” dedi.
Şimdiye kadar bu tartışmalar başladı mı arkasından erken seçim geldiği görülmüştür.
Bakalım bir yıl içinde üçüncü seçimi de yapacak mıyız?