Yargıya güvensizlik ve kaos!

Demokrasinin bir numaralı gereği bağımsız bir yargı ile “hukuk devleti ilkelerinin korunması”dır.

Sıkça tekrarladığımız gibi Türkiye içerde ve dışarda son derece riskli bir sürecin içinde.

Güney sınırımızın bitişiğinde Irak ve Suriye’de “bağımsız Kürt devleti” kurma adımları son noktaya varmış durumda.

Sürekli yapılan “Hükümet acilen bu konuya yoğunlaşmalı” uyarılarına rağmen Hükümet, TBMM’deki diğer partilerle uyum içinde bir çalışma yaparak çözüm aramıyor.

İçerde işsizlik, yoksulluk, şiddet olaylarının zirve yapması, “büyük deprem beklentisi” uyarıları sürüyor, dışarda en geleneksel dost ülkelerle ilişkiler bozuldu.

Kabul edilemez

Toplumun tepkisini çeken olaylar da maalesef saymakla bitmiyor.

Bunlardan biri; HDP’li Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine bir grubun saldırısı ve cenazenin mezardan çıkarılması.

İnançla, gelenekle filan ilgi kurmak gereksiz, insanlık dışı bir olay ve yaşanmaması için gereken önlemler önceden alınmalıydı.

Bir diğeri; Zonguldak’ta plajda bira içen 2 kadın doktorun başına “suçlu yakalar gibi” dikilen polislerle ilgili haber.

Haberin Devamı

Zonguldak Valisi “İçki içtiler diye kontrol durumu yok, toplumu rahatsız ettikleri için polis görevini yapmış” diyor. Fotoğraflarda kadınlar şezlongda, etrafta halk kendi havasında, bir rahatsızlık görünmüyor.

Demokratik bir ülkede kimseye böyle bir baskı yapılamaz.

Konu yalnızca laik demokraside insan hakları da değildir, Türkiye bir turizm ülkesi. Bu tür olayların yaşandığı bir ülkeye turist gelir mi?

Kılıçdaroğlu’nun avukatı

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması, onun yanında Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinin FETÖ soruşturması ile ilişkilendirilmesi yargı bağımsızlığına güveni sarstı derken, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik de “FETÖ soruşturması kapsamında” gözaltına alındı.

Birinci neden; Çelik’in kapatılan STV, Bugün gibi kanalların Digitürk’ten çıkarılması üzerine aboneliğini iptal ettirdiği…

İkinci neden; Çelik’in, daha önce İstanbul Üniversitesi’nde “FETÖ yapılanması”na ilişkin operasyonda tutuklanan, Kılıçdaroğlu’nun eski başdanışmanı Fatih Gürsel ile “MİT TIR’larının durdurulması sürecinde” yoğun şekilde irtibatlı olması.

Haberin Devamı

Neden şimdi?

Bir genel başkanın en yakınındaki isimlerin yıllar önce irtibatlı olmaları nasıl suç sayılabilir anlaşılmıyor.

Böyle iddiaların “bilindiği halde neden yıllarca bekletildiği ve gözaltı ya da tutuklamaların neden şimdi yapıldığı” anlaşılmıyor.

İnsanların “Digitürk’ten istediği zaman çıkma özgürlüğü” nasıl suçla, TV kanallarının kapatılmasıyla ilişkilendirilebilir anlaşılmıyor.

Yargının “Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafındaki çemberi giderek daralttığı” duygusu veren gelişmeler bunlar.

Eğer Kılıçdaroğlu’yla ilgili iddialar da bunları izleyecekse “seçim yaklaşmadan, büyük önem taşıyan seçimleri, seçmenin oyunu etkileyecek” süreç başlamadan, yargının bu iddiaları en kısa zamanda açıklaması gerekir.

Hukuka ve yargıya güvensizlik kaosu birlikte getiriyor, unutulmasın!

DİĞER YENİ YAZILAR