PKK terörü azgın şekilde devam ederken HDP’liler Meclis’te Başbakan Davutoğlu’nun yolunu keserek konuşmak istemişler.
Korumalar tarafından engellenince bir HDP milletvekili “Sayın Başbakan insanlar ölüyor, biraz vicdanınızı dinleyin. Bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz” diye bağırmış.
İnsanların ölüyor olması Türkiye’nin yıllardır çözmeye ve önlemeye çalıştığı bir acıdır ama bunun sorumlusu kim acaba?
HDP bir yandan Güneydoğu’da yaz aylarından beri görülmemiş şiddette devam eden PKK saldırılarına destek verir ve partinin Eş Genel Başkanı cinayetlerin nedeni konusunda “Kobani’de ne olduysa burada aynısı olacak” derken “vicdan”dan nasıl söz edebiliyor?
Barış değil, çözüm!
Ak Parti Hükümeti yıllarca Öcalan’ı ve HDP’yi muhatap alarak “çözüm süreci” yürüttü. Sonra birden bu süreç bitti, Batı medyası ve AB bu olayları süren terör nedeniyle her gün hatırlatıyor.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Mogherini daha 2 gün önce “Türkiye’nin barış sürecine geçmesini destekliyoruz. Bu süreç Türkiye’de barış ve istikrarın sağlanması için tek çözümdür” dedi.
Türkiye bir “savaş” içinde değil, “terör saldırıları”yla karşı karşıyadır. Süreç “barış” değil, “çözüm” sürecidir. Bu acımasız terör sürerken “ortak bir süreç” yürütülmesi ise ancak hayal olabilir.
HDP’liler Başbakan’ın önünü keseceklerine 7 Haziran seçiminden sonra PKK terörünün “sivil ve çocukları, okul, cami ve hastaneleri bile hedef alan” kanlı saldırılara neden başladığını açıklamak durumundadır.
‘Muhatap alınmayacaklar’
Bunu açıklarken Dolmabahçe’de “sürecin sonuna geldik” açıklamalarından sonra ne olduğunu, terör saldırılarının (üstelik IŞİD’in saldırılarıyla) neden başladığını, Demirtaş’ın “Kobani”yle karşılaştırma yaptığı sözlerini, çözüm sürecinde hangi karar aşamasına gelindiğini, buradaki kendi sorumluluklarını açıklamaları da gerekir.
Unutmamaları gereken nokta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti asla muhatap alınmayacaklar” sözüdür.
Temmuz’dan bu yana süren ve kendilerinin de yanında yer aldığı PKK terörünün nedenlerini, yeni anayasadan beklentilerini açıklayabilir, terörün durması için çalışabilecekken Türkiye’ye Rojova (Suriye Kürdistanı) örneği vermekle “tekrar muhatap alınmayı” sağlayamazlar.
Türkiye sınırındalar…
PKK ve onu destekleyen HDP’nin Suriye’de PYD-YPG ile olan bağlantıları, Rusya, Suriye Hükümeti, ABD ve AB ülkelerinin PYD-PKK’ya desteği biliniyor.
Cenevre’de başlaması planlanan Suriye barış görüşmeleri ABD ve Rusya “PYD’yi de masaya davet etmek istediği için” ertelendi.
Bu ülkeler Türkiye’nin PKK terörü yüzünden ne kadar şehit ve sivil kaybı yaşadığını görmek, kabul etmek zorundadır.
Haftalardır ABD-Rusya, Esad ve Barzani’nin PKK-PYD’ye “IŞİD’i öne sürerek” verdikleri bombardıman ve silah desteklerini yazıyorum. Dün de ‘Batı ülkelerinin PKK-PYD’ye yaptığı silah yardımlarıyla terörün asla bitmeyeceğini’ belirttim.
Milliyet yazarı Nihat Ali Özcan “Türkiye sınırındaki 47 bin PKK-PYD’liye Batı ülkelerinden silah yağdığını, malzemelerin bir kısmının Türkiye üzerinden gittiğini” yazmış.