Beş ay içinde başkent Ankara’da 3, İstanbul’da bir ve toplam 4 bombalı saldırı yapıldı.
Dün Taksim İstiklal Caddesindeki canlı bomba saldırısında “açıklamalara göre” 4 vatandaşımız hayatını kaybetti, 36 yaralı olduğu ve bu yaralıların 7’sinin durumunun ağır olduğu bildirildi.
İki gün önce Almanya ve ABD’nin “hafta sonu İstanbul’da olacağının bilgisini edindikleri ve kendi vatandaşlarına uyarı yaptıklarını” yazmış, bizim birimler neden uyarmıyor diye sormuştum.
Daha önce de birkaç kez “panik olur düşüncesiyle ihbarları, duyumları saklamak yanlış, AB ülkeleri anında bu bilgileri halkla paylaşıyor” diye yazdım.
Net açıkladılar
Hiç değilse “Böyle bir ihtimal var, dikkatli olun, bu semtten uzak durun” benzeri bir uyarı her iki saldırı öncesi de yapılabilirdi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı “terör tehdidi” nedeniyle okul ve temsilciliklerini günler öncesinden kapattı. Tehdidin özellikle Taksim bölgesine yönelik olduğu da açıklandı.
Tehlikenin ne kadar süreceğinin belli olmadığını da bildirdi.
Der Spiegel dergisinde yayınlanan haberde Alman İstihbaratına “MİT, ABD İstihbaratı CIA ve Kürtler’den Çarşamba akşamı birer uyarı geldiği”, hafta sonunda bombalı saldırı olabileceği belirtilmişti.
Vali’nin sözleri!
Almanya ve ABD bu bilgileri İstanbul’da yaşayan vatandaşlarıyla paylaştı.
Aynen son Ankara saldırısında ABD’nin “saldırının olacağı bölgeyi de belirterek” önceden vatandaşlarını uyarması gibi..
ABD ve Almanya’nın uyarıları ve aldıkları önlemlere karşılık o sıralarda İstanbul Valisi Vasip Şahin “Vatandaşlarımızı abartılı birtakım haberlerle veya duyumlarla paniğe sevk edici bu tür davranışları doğru bulmuyoruz” açıklaması yaptı.
Olaydan sonra ise ekranlarda başı öne eğik vaziyette “ölen ve yaralanan vatandaşların sayısını” açıkladı.
Yine olaydan sonra Emniyet Genel Müdürü hala TV’de “Toplumu panik ve korkuya sevk etmek için kasten yayılmaya çalışılan asılsız haberlere itibar etmeyin” diyordu.
Bunları söylemeye hakkı olmayan ve asıl kendi yanıltmalarıyla halk için tehlike yaratan Vali ve Emniyet Müdürü, konuşmak yerine görevlerini yapmalı ve halkı uyarmanın yanında “belirtilen tehlikeli bölgelerde kuş uçurtmayacak önlemleri” almalıydılar.
Mit uyardıysa…
Almanya’yı önceden uyaranlar arasında “MİT’in de olduğu” açıklandığına, Ankara saldırısı öncesi uyarı yapan ABD “Türk makamlarından teyit ettik” dediğine göre MİT ve bu makamların Türk vatandaşlarına aynı uyarıları, hatta diğerlerinden önce yapmaması nasıl açıklanabilir?
Daha önceki saldırılarda “İstihbarat ve önlem eksikliği var mı” tartışması yapılıyordu, artık tereddüte yer bırakmayacak şekilde “bu eksiklerin olduğu” ortadadır.
MİT’in zafiyeti sosyal medyada artık “Almanya’nın uyarısından sonra MİT de binasını boşaltıyor” esprileri üretilmesine neden oluyor.
Bu kurumun, Emniyet, İçişleri Bakanlığı, Valiliklerin şehirlerdeki saldırılarda, özellikle son Ankara ve İstanbul saldırılarında açık zafiyeti görülmüştür ve bunun yaptırımı olmalıdır.
Terör tehlikesi sürüyor, herkes kendi önlemini almak zorunda!