Beş gün önce Diyarbakır Sur ilçesinin Sarıkamış Köyü yakınlarında 4 PKK’lı “15 ton patlayıcı” bulunan kamyonu patlattı.
Son belirlemelere göre saldırıda 12 köylünün parçalanarak öldüğü, 23 kişinin yaralandığı anlaşıldı. İki gün önce Nusaybin’de 2 askerimiz şehit olmuştu, dün Mardin’de PKK’lılar yine askeri araca “bombalı saldırı” yaptılar, 2 askerimiz yaralandı.
İstanbul Çağlayan’da çöp konteynırında bomba bulundu. Bitlis’te 600 kilo el yapımı bomba ele geçirildi.
Terör örgütü Güneydoğu, İstanbul, Ankara demeden katliamlar yapıyor, tonlarca bombayı Türkiye içine sokuyor, saklıyor, bir uçtan bir uca araçlarla ulaştırıyor.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar dün “Kamu düzeni sağlanıncaya kadar terörle mücadele sürecek. Sivil zayiat olmaması için gayret gösteriyoruz” demiş.
Canlı bombalarla…
Eğer 2000’lerin öncesinde olduğu gibi PKK terörü yalnızca Güneydoğu Anadolu bölgesiyle sınırlı olsaydı söylediği sözün anlamı olabilirdi.
Bugün ise “Türkiye geneline yayılarak, şehirlerde terörü arttıracaklarını söyleyerek” sürdürdükleri bombalı, canlı bombalı saldırılardan söz etmektedir.
Tonlarca bomba yüklü araçlarla köylere, şehirlere dalarak kendini patlatan teröristlerle “kamu düzenini sağlamak” arasında ilişki yoktur.
Hulusi Akar, İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Emniyet bu bombalı saldırıların “ülke genelinde nasıl önleneceği” konusunda acil çözüm üretmek zorundadır.
Askeri üslere, karakollara bile en çok önlem alınan günlerde bombalı araçla saldırı düzenleyen kanlı bir örgütün eylemlerini önlemek için “terör uzmanlarıyla çözüm aramak” gerekir.
IŞİD VE PKK
Viyana’da ABD ve Rusya’nın başkanlığında dün düzenlenen “Uluslar arası Suriye Destek Grubu” toplantısında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov arasında bir tartışma yaşandı.
“Türkiye’nin terör örgütü IŞİD’e göz yumduğu” iddiasına karşılık Çavuşoğlu “Tek deliliniz varsa istifa ederim” dedi.
Bu iddia kısa süre önce Rusya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi tarafından da “Eğer terör örgütleriyle ilişki istemiyorsanız IŞİD, El Nusra Cephesi gibi örgütlerden uzak durun” imasıyla dile getirilmişti.
Rus Diplomat “Türkiye-Suriye sınırını kapatmanın Rusya ile ABD’nin Suriye’de çözüme yönelik çabalarına büyük katkı sunacağını” söylerken araya bunu da sıkıştırmıştı.
Rusya ile ABD’nin Suriye’de çözüm dedikleri şey Suriye’nin kuzeyini PYD bölgesi yapmaktan ibaret gibi görünüyor. Türkiye’deki PKK-PYD terörü ile ilgili hala tek söz etmiyorlar.
Kim destekliyor?
IŞİD’e göz yummakla ilgili iddialarını uzun süredir tekrarlayan Rusya’ya da, onunla birlikte Suriye çözümü arayan ABD’ye de “PKK ve onun Suriye kolu”na verdikleri destek bu toplantıda soruldu mu bilmiyorum.
Mutlaka sorulmalıydı.
Türkiye’de yaşanan terör olaylarında, PKK’nın elindeki bomba ve silahlarda Rusya ile ABD’nin rolü vardır ve ortaya çıkmalıdır.